Kadınları etkileme yolları kadınların duygularının nasıl işlediğini öğrenmekle doğrudan alakalı bir konu.
Farkındaysan kadınların nasıl düşündüğünü öğrenmek demedim.
Biz erkeklerin yaptığı en büyük hatalardan biri kadınların düşünce şeklini anlamaya çalışmaktır.
Kadınların beyinleri düşünsel değil duygusal yönden daha baskın şekilde işliyor. Günlük hayatlarında bir şeye karar verirken mantıkları yerine duygularını kullandıklarını bir çok bilimsel araştırma da görebiliriz.
Birazdan keşfetmeye başlayacağın şey kadınları etkileme konusunda kullanabileceğin en güçlü gizli stratejilerdir. Bunları erkeklerin çoğu asla öğrenemeyecek.
Kadınları Etkileme Yolları - 1. Strateji
İlgisine Hükmet...
Bir çok erkek hoşlandığı kadınla tanışmaya gittiğinde çok zayıf ve karşısındakinin onayını arayan, ona yaranmaya çalışan bir yol izliyor.
Onunla göz göze gelir gelmez, bir erkek olarak daha ilk saniyelerde onun ilgisine hükmetmeliyiz.
Bunu yapmamamız bir daha asla ilgisini çekememize ya da güçlü bir etki bırakamamıza neden olur.
Erkeklerin yaptığı büyük yanlışlardan biri "dolaylı" davranmak ve sinsi bir şekilde önce onun arkadaşı olmaya çalışmaktır.
Çekiciliği daha ilk saniyelerde yaratmadığımız takdir de bunun telafisi gerçekten çok zordur, bazen imkansızdır.
Sakin özgüvenle, doğru vücut diliyle ona yaklaşmalı ve konuşmalıyız.
Kadınlar ilgimizi çekmenin bir yolu olarak güzelliklerini kullanıyorlar, aynı şekilde bizim onların ilgisini çekmemiz içinse Espiritüel Özgüveni kullanmamız gerek.
Bu konu hakkındaki ayrıntıları Sosyal İletişim Ekitabında bulabilirsin.
Kadınları Etkileme Yolları - 2. Strateji
Aşırı Hevesli Görünme...
Kadınlar davranışlarına bakarak ne kadar "talepkar" olduğunu rahatlıkla anlayabilir.
Ezikçe davranan erkekler özgüvensizlik ve kendini yargılayıcı biri olduğunu belli eden bir "koku yayarlar". Ve bu da o kadının tiksinmesine yol açar sadece.
Şöyle düşün: Kadınlar konusunda başarılı olan erkekler, nasıl hareket ediyorlar? Kadınların yanındayken nasıl davranıyorlar?
Haklısın - çok rahat ve hiç bir sorunları yokmuş gibi davranıyorlar.
Bundan sonra ne zaman kendini bir kadının ilgisini çekmeye çalışırken ya da ona muhtaçmış gibi davranırken yakalarsan bunu anında bırak.
Kadınları Etkileme Yolları - 3. Strateji
Yardım almaktan korkma...
Biz erkeklerin bir konuda bocaladığımız zamanlar da iyi yapamadığımız şey diğer insanlardan yardım istememektir.
Şu erkek egosu gerçekten yolumuza büyük engeller koyabiliyor.
Aptalca gururumuz aramızda belki de bu konuda en iyi olacak insanların gizli stratejileri keşfetmesine engel oluyor.
Erkeklerin bir kadını nasıl etkileyeceğini içgüdüsel olarak "sadece bilmesi" gerektiği inancı gerçekten tembel insanların en büyük bahanelerinden.
Bu inanç kadınlar konusunda başarılı olmak hakkında hayatımız boyunca bocalamamıza ve kendimizi yeterli hissetmememize neden olan en zararlı inançlardan biri.
Kendine değer ver.
Kendini devamlı yenile.
Sadece bu konuda değil her konuda başarılı olmanın ilk şartı kendimizi amacımıza göre hazırlamaktır.
"ASIL ÖNEMLİ OLAN NEFES KESİCİ ÇEKİCİLİĞİN NASIL OLUŞTURULACAĞINI VE NASIL KORUNACAĞINI BİLMEKTİR. VE BU KONUNUN YAKIŞIKLILIK, ZENGİNLİK YA DA POPÜLERLİKLE NEREDEYSE HİÇ ALAKASI YOKTUR. BU KONUYU ŞANSA BIRAKMAK İSTEMİYORSAN AŞAĞIDAKİLERİ DİKKATLE OKU"
Kadınları etkileme konusu aslında bir çok risk noktasından oluşur. Tanışma, iç motivasyonunu sağlama, çekicilik oluşturma, kişisel imaj, vücut dili, ses tonu, sakin özgüven, telefonunu alma, ilk buluşma gibi daha pek çok risk noktası var. Ve bu risk noktalarının her hangi birindeki bilgi eksikliği bütün flört sürecini bir anda bitirebilecek güçtedir.
3 Şubat 2014 Pazartesi
Erkeklerin kadınlar hakında bilmediği 10 şey
1) Erkekler, kadınların bazen diğer zamanlardan biraz daha fazla ilgi beklediklerini hissedemezler.
2) Erkekler, kadınların bazı durumlarda istediklerini çok zekice bir yolla yapabildiklerini bilmezler. Her kadının istediklerini yaptırtmak için birbirinden kurnazca numaraları vardır. Erkeklerin tahmin ettiği kadar saf bir kız yoktur.
3) Kadınlar bir takım şeyleri inanılmaz alttan alırlar. Hiçbir erkek kadının alttan aldığının farkına varamaz. Tartışmaların alt yapısında genelde bu vardır.
4) Ev işleriyle uğraşmaktan çok yorgun düştüklerinde bile erkekler, kadınların maruz kaldıkları bu Çin işkencesini görmezden gelerek azimle evin durumundan yakınırlar.
5) Kadınların kumandayı ele geçirdiklerinde neler yapabileceklerini ve bundan nasıl bir huzur duyabilceklerini bilmezler.
6) Arabayı kadınlar kullanırken erkeklerin yaptıkları eleştirileri, kadınlar aslında duymazdan gelirler. Kadınlar ehliyetlerinin cikletten çıkmadığını bilirler.
7) Erkekler, taciz edilen kadınların neler hissettiklerini asla bilemeyecekler. Gündelik hayatta kadınları taciz etmeye bir marifetmiş gibi devam edecekler. Erkekler, kadınlarla kavga ederlerken, güleryüz ve tatlı dille her şeyi halledebileceklerini bir türlü farkedemezler. Bozulan ilişkilerdeki temel sorun belki de güleryüz eksikliğidir.
9) Erkekler, futbol seyrederken kadınların neler hissettiklerini anlayamazlar. Varsa yoksa tuttuğu takımın galip gelmesidir, akıllarından geçen...
10) Bu dokuz maddenin dokuzunun da geçerli olduğu yerlerde bile, erkekler aslında haklı olduklarını savunurlarken, yinede kadınların hissettiklerini hiçbir zaman bilemeyecekler..
Kadınlar neden aldatır ?
Hep erkekler aldatır diye bilirdik. Ancak işin gerçeği öyle değil. Kadınlar da erkekler kadar aldatıyorlar eşlerini. Araştırmalar da bunu kanıtlıyor. Peki, ne uğruna aldatıyorlar?
Monoton evlilik
Büyük umutlarla, büyük beklentilerle kurulan evliliklerin büyük bir kısmı, nasıl da birkaç yıl içinde, hadi bilemediniz dokuz, on yıl içinde monotonlaşıyor, hantallaşıyor…
Heyecanını tamamen yitiren bir evlilikte sadece erkekler değil, kadınlar da aldatma eğilimi içine giriyorlar. Erkekler, aldatmayı genellikle yeni bir cinsel partner arayışından dolayı gerçekleştirirken, kadınlar aşk ve yeni bir heyecan bulduklarında eşlerini aldatmayı göze alıyorlar. Pek çok kadın evliliği ne kadar sıkıcı ve heyecansız olursa olsun, aşk olmadan bir başkasıyla cinsellik yaşamıyor.
İlgisiz eş
Kadınların bir başka aldatma nedeni olarak eşlerinden gördükleri ilgisizlikten bahsedebiliriz.
Klişe ama gerçek; kadınlar ilgi görmekten, iltifata tabi tutulmaktan, beğenildiklerini hissetmekten hoşlanıyorlar. Oysa pek çok erkek, evliliğe kadar tüm ilgisini sevgilisine verse de nikah masasında imzayı attıktan sonra, artık eşi olan kadına karşı kaybetme korkusunu yitiriyor. Ama kadın cephesinde işler farklı yürüyor. Bazı kadınlar bu durumu sineye çekip, “Kaderim buymuş” derken, bazıları ilgiyi ve sevgiyi başka erkekte aramaya başlıyor. Mesela iş yerinde o zamana kadar ilgisini çekmemiş bir erkeğin beğeni dolu bakışları daha farklı görünebiliyor kadına.
Yeni bir aşk
Belki de en önemli aldatma nedeni, aşk. Kadınlar, aşık olduklarında erkeklere oranla daha cesur davranabiliyorlar. Aşklarını ilan ederek sonuna kadar yaşamak istiyorlar. Bazı kadınlar, aşık olduklarında eşlerine haksızlık edeceklerini düşünüp bu duygularını bastırmaya çalışsalar da aşk, her zaman galip geliyor. Oysa eşlerinden ne ilgisizlik ne de sevgisizlik gibi bir şikayetleri var… İşte burada, o içinden çıkılmaz ikilem kadının beynini yiyip bitiriyor: “Eşimle bir sorunumuz yokken, birbirimizle bu kadar iyi anlaşabiliyorken nereden çıktı şimdi bu aşk?”
İntikam
Kadınlar, eşleri tarafından aldatıldıklarını anladıklarında, intikam uğruna aldatabiliyorlar. Bunun altında yatan nedenler, kendini yenilemek, kaybolan özgüvenini geri kazanmak, hala arzu edildiğini, beğenildiğini hissetmek oluyor. Tabii bu intikam, genelde eşe fark ettirilmeden yaşanan bir aldatma sürecini içeriyor. Kadınlar, erkeklere göre daha “karda yürür izini belli etmez” biçimde yaşayabiliyor ikinci ilişkilerini.
Monoton evlilik
Büyük umutlarla, büyük beklentilerle kurulan evliliklerin büyük bir kısmı, nasıl da birkaç yıl içinde, hadi bilemediniz dokuz, on yıl içinde monotonlaşıyor, hantallaşıyor…
Heyecanını tamamen yitiren bir evlilikte sadece erkekler değil, kadınlar da aldatma eğilimi içine giriyorlar. Erkekler, aldatmayı genellikle yeni bir cinsel partner arayışından dolayı gerçekleştirirken, kadınlar aşk ve yeni bir heyecan bulduklarında eşlerini aldatmayı göze alıyorlar. Pek çok kadın evliliği ne kadar sıkıcı ve heyecansız olursa olsun, aşk olmadan bir başkasıyla cinsellik yaşamıyor.
İlgisiz eş
Kadınların bir başka aldatma nedeni olarak eşlerinden gördükleri ilgisizlikten bahsedebiliriz.
Klişe ama gerçek; kadınlar ilgi görmekten, iltifata tabi tutulmaktan, beğenildiklerini hissetmekten hoşlanıyorlar. Oysa pek çok erkek, evliliğe kadar tüm ilgisini sevgilisine verse de nikah masasında imzayı attıktan sonra, artık eşi olan kadına karşı kaybetme korkusunu yitiriyor. Ama kadın cephesinde işler farklı yürüyor. Bazı kadınlar bu durumu sineye çekip, “Kaderim buymuş” derken, bazıları ilgiyi ve sevgiyi başka erkekte aramaya başlıyor. Mesela iş yerinde o zamana kadar ilgisini çekmemiş bir erkeğin beğeni dolu bakışları daha farklı görünebiliyor kadına.
Yeni bir aşk
Belki de en önemli aldatma nedeni, aşk. Kadınlar, aşık olduklarında erkeklere oranla daha cesur davranabiliyorlar. Aşklarını ilan ederek sonuna kadar yaşamak istiyorlar. Bazı kadınlar, aşık olduklarında eşlerine haksızlık edeceklerini düşünüp bu duygularını bastırmaya çalışsalar da aşk, her zaman galip geliyor. Oysa eşlerinden ne ilgisizlik ne de sevgisizlik gibi bir şikayetleri var… İşte burada, o içinden çıkılmaz ikilem kadının beynini yiyip bitiriyor: “Eşimle bir sorunumuz yokken, birbirimizle bu kadar iyi anlaşabiliyorken nereden çıktı şimdi bu aşk?”
İntikam
Kadınlar, eşleri tarafından aldatıldıklarını anladıklarında, intikam uğruna aldatabiliyorlar. Bunun altında yatan nedenler, kendini yenilemek, kaybolan özgüvenini geri kazanmak, hala arzu edildiğini, beğenildiğini hissetmek oluyor. Tabii bu intikam, genelde eşe fark ettirilmeden yaşanan bir aldatma sürecini içeriyor. Kadınlar, erkeklere göre daha “karda yürür izini belli etmez” biçimde yaşayabiliyor ikinci ilişkilerini.
2 Şubat 2014 Pazar
Erkekler ne ister ? (kendi ağızlarından)
İşte erkeklerin ağzından ne istedikleri:
• Mum ışığı eşliğinde yenilen romantik akşam yemekleri sizin için! Bu tarz sürprizlerinizden hoşlanmıyor değiliz ve eşlik ediyoruz, ancak bizler birlikte yemek hazırlamaktan ya da ocak başı gibi daha rahat edebildiğimiz, kanıksadığımız lezzetleri tadabileceğimiz mekanlardan daha büyük keyif alıyoruz. Buna fasıl gecelerini ya da özel temalı eğlenceli geceleri de ekleyebiliriz.
• Erkeklerin bir araya geldiklerinde sadece seksten ve spordan bahsettikleri artık bir şehir efsanesi halini aldı... Oysa doğru değil! Bir araya geldiğimizde sizlerden hiçbir farkımız yok. Konuştuğumuz konularsa iş, kazanç, teknoloji, gelecek planlarımız, şaşıracaksınız belki ama izlediğimiz film ve diziler, arkadaşlarımızın nerede ve ne yaptıklarıyla sınırlı.
• Arabayla, motosikletle, otobüsle ya da uçakla... Ulaşım tarzının hiçbir önemi yok! Bizler seyahat programına hakim olmayı severiz. Kabul edin, sütün aksiliklerimize rağmen tatilde keyifliyizdir. İnisiyatifi bize bırakın...
• Evimizde kaldığınızda gömleğimizi ya da tişörtümüzü giymeniz çok hoşumuza gider ama sizi bütün gün onunla görmek bize hiç ama hiç seksi gelmez!
• Önemli soruları keyifli anlarımızda sormanızda fayda var! Maçtan önce, içkiliyken ya da yatmadan önce değil!
• Kabul edin! Mutlaka erkek erkeğe geçireceğimiz zamanlar da olmalı. Halı saha maçları, lig karşılaşmaları, kulüp toplantıları, turnuvalar, araba bakımı yaptırmak gibi... Tüm bunlara iştirak etmek için erkek dünyasına yakın durmanız ve surat asmamanız gerekiyor. Tercih sizin!
• Hasta olduğumuzda kadınlardan daha çok acı çekiyor ve daha fazla ilgiye muhtaç oluyoruz. Bu tıbbi olarak da kanıtlanmış bir olgu. Bu nedenle hastalandığımızda bize şefkat gösterin lütfen!
• Birkaç işi aynı anda yapacak kadar pratik olamayabiliriz. Bu nedenle en sevdiğimiz futbol programını izlerken bizimle konuşmanız dahi rahatsız edici olabilir. Ve sırası gelmişken! Tuttuğumuz takım yenildiğinde birkaç gün surat asabilir ve kendimize gelemeyebiliriz. Bu konuda asla yorum yapmayın!
• Sabah seksi çok hoşumuza gidiyor. Güne daha zinde başlamış oluyoruz.
• Ereksiyon olamayan bir erkeğe söylenmemesi gereken sözler var! 'Endişelenme, hiç önemli değil. Herkesin başına gelebilir', 'Büyük ihtimalle stresli ve yorgunsun' ya da 'Sana sanmak bile bana yeter' gibi... Bu bizler için fiziksel olduğu kadar bir kişilik sorunudur.
• Bizi en çok heyecanlandıran sizi heyecanlandırmaktır!
• Annemizi arayıp sormamız, ona sizin de saygı duymanızı beklememiz, fikirlerini almamız, sizi ikinci planda tuttuğumuzu düşündürtmesin. Her erkek annesine saygı duyar ama eşiyle var olduğunu bilir! Bizler; bizi seven kadının annemizi de seveceğine inanmak isteriz o kadar.
• Alışveriş söz konusu olduğu zaman, sabrımız maksimum 40 dakika sürer. Fazlası işkenceye dönüşür.
• Çoğu erkek oral seks yapmaktan hoşlanır. Kokunun hiç ama hiç önemi yok. Rahat olun!
• Daha zayıf olmanız konusunda takıntılı olan bizler değil, aslında sizlersiniz! Zayıf kadınlardan hoşlanan erkekler olsa da büyük çoğunluğu balıketi ve canlı kadınlardan hoşlanır.
• ‘Erkeklerin görsel bir zekası vardır' inancı büyük bir önyargı. Görselliğe önem iliğimiz doğru, ancak bu ayaklarımızı tamamıyla yerden kesiyor da değil! Belki inanmayacaksınız ama mankenler birçok eğe çekici gelmez. Sadece birer renktirler o kadar...
• 'Erkekler sorun getiren kadınlardan hoşlanmazlar' genellemesini şöyle değiştirmekte fayda var; 'Erkekler sorun 'atan kadınlardan hoşlanmazlar!' Aradaki farka ya da o ince çizgiye lütfen dikkat edin. Tam tersi bizler, sorunlarınıza çözüm üretmekten keyif alırız. Çünkü bu kendimizi işe yarıyor hissetmemize neden olur. Tabii ki ortada gerçekten mantıklı ve geçerli bir sorun varsa!
• 'Ne düşünüyorsun?', 'Ne oldu?' ya da ‘Neden aramadın?' gibi sorular mümkünse sadece acil durumlarda sorulsun! İşin gerçeği; bu tarz sorgulamalar bizim için bir kabustur.
• Emin olun her an seks yapmayı düşünmüyoruz! çoğu zaman bu dilimizde olan, öyle olduğunun farz edilmesinden fazlasıyla hoşnut olduğumuz bir kavram. Aslına bakarsanız bizi sekse karşı zaafımızı kullanarak elinde tutmaya çalışan kadınlara da saygı duymuyoruz. Onlarla sadece iyi zaman geçiriyoruz o kadar. İster inanın ister inanmayın, bazen sıcak bir kucaklama ya da öpücüğe seks kadar ihtiyacımız olur. Biz duygusal ihtiyaçlarını dile getiremeyecek kadar gururluyuz o kadar.
• Eski sevgililerimizi birçoğumuz anımsamayız bile. Önemli olan devam eden ya da gelecekteki olası ilişkilerimizdir. Eski aşklarımızı gündeme getiren ve tekrar hatırlamamıza neden olan aslında sizlerseniz. Bu da gayet tehlikeli! İşi inada bindirebiliriz...
• Erkeğin kalbine giden yol mideden geçtiği kadar bizi güldürebilmekten de geçer. Birçoğumuz çocuk ruhlu olduğumuzu kabul ederiz... Siz de bunu artık kabul etseniz çok iyi olur!
• İlişkilerimizin ciddileşmesi ya da evlilik kararı almamız; aslında nasıl bir anne olacağınızı zihnimizde şekillendirmemizle gerçekleşir. Birçoğumuz da iyi ya da kötü kendi annemizi rol model olarak alırız.

Kızlar neden hoşlanır ?
1-Boyu en ideal 1.75 olacak öyle yolda yürürken ne dev gibi durmalı ne de ufacık..
2-renkli gözlü olmalı. ama çok açık renk değil. bakışı daha önemli. çakmak çakmak bakarken yumuşayıp eritebilmeli
3-hafif bi top sakal yada kirli sakal olmalı. Tüysüz kesinlikle olmamalı. Temiz ve kısa traş tercih sebebidir.
4-Eller bakımlı temiz olmalı. Ne büyük nede tombul olmamalı. Kolları sert ve adeleli, koluna girince hatuna gücünü hissettirmeli
5-kesinlikle ama kesinlikle vücut çalışmış OLMAMALI! pek çok kız siz erkeklerin sandığının aksine şiş vücut sevmez. sakin mütevazi ama sert ve sarkmayan bir vücut gibisi yoktur.
6- atletik olmasada hantal olmayacak.
7-sarışın kumral olabilir ama kesinlikle koyu esmer olmamalı. Dişler beyaz ve temiz olmalı, tercihen sigara içmeyecek.
8-Güzel kokacak. sık sık duş alacak. kendine özgü kaliteli bir parfümü olacak öyleki hatun kısmı nerde o kokuyu alsa erkeğini hatırlayacak.
9- kulağındaküpe olabilir. olmasada önemli olmaz
10-eğitimli. en az 4 yıllık adam gibi bir lisans eğitimi olmalı. Öyle uluslar arası ilişkiler olmasada su ürünleride olmamalı.
11-biz kızlar arabaya paraya bayılırız sanırsınız. alakası yok desem. adam gelecek vadetsin. eğitimli olsun, hırslı çalışkan olsun yeter. o hayatını kazanır zaten. kaliteli hatun kaliteli adam bulunca sabreder destek olur..
12-iyi modern görüşlü ailesi olsun. Bİ KAHVE İÇMEYE BİZE GELEBİLSİN. Annemle tanışssın. Kal gelmesin!
13_arkadaşlarımı sevsin.
14-kendi arkadaşlarıyla tanıştırsın.
15-çocukları sevsin.. Bu çok önemli. Şevkatli erkek çocuk yanında belli olur.
16-KARAKTERLİ OLSUN. KENDİNİ KULLANDIRMASIN. GİRDİĞİ ORTAMDA ADAM SAYILSIN.
17_sert olsun kuralları olsun. tamam göbeği açık vs falan giydirmesin ama herşeyin orta yolunu da bulabilsin. İkna edici olsun. Tatlı tatlı dediğini yaptırsın.
18-hatununu deli gibi sevsin. BAŞKASINDA GÖZÜ OLMASIN. sevdiğini ara sıra belli etsin
119-hatunun sağlığıyla ilgilensin.
20-kıskanç olsun
21-adam olsun. kızdımı vursun masaya yumruğunu. ama hatalıysa da özür dilemeyi bilsin
22-kesinlikle çiçek göndermeyi ve hediye almayı unutmasın (yılda iki çiçek bi böcek sizi öldürmez dimi beyler?)
23-önemli günleri unutmasın.
24-saçımızı kestirip boyatınca dalga geçmesin iltifat etsin.
25-eski kız arkadaşlarıyla kesinlikle görüşmesin.
26-müzik konser kitap fuarı nedir bilsin yeri gelince evde mısır patlatıp maç dvd izleriz ama bazen de gece çıkıp hafif çakırkeyif olmayıda bilsin
27_asosyal olmasın
28-delikanlı olsun. sevmiyosa uzatmasın. eğlence peşindeyse hatunun canını yakmasın. günahını almasın..
2-renkli gözlü olmalı. ama çok açık renk değil. bakışı daha önemli. çakmak çakmak bakarken yumuşayıp eritebilmeli
3-hafif bi top sakal yada kirli sakal olmalı. Tüysüz kesinlikle olmamalı. Temiz ve kısa traş tercih sebebidir.
4-Eller bakımlı temiz olmalı. Ne büyük nede tombul olmamalı. Kolları sert ve adeleli, koluna girince hatuna gücünü hissettirmeli
5-kesinlikle ama kesinlikle vücut çalışmış OLMAMALI! pek çok kız siz erkeklerin sandığının aksine şiş vücut sevmez. sakin mütevazi ama sert ve sarkmayan bir vücut gibisi yoktur.
6- atletik olmasada hantal olmayacak.
7-sarışın kumral olabilir ama kesinlikle koyu esmer olmamalı. Dişler beyaz ve temiz olmalı, tercihen sigara içmeyecek.
8-Güzel kokacak. sık sık duş alacak. kendine özgü kaliteli bir parfümü olacak öyleki hatun kısmı nerde o kokuyu alsa erkeğini hatırlayacak.
9- kulağındaküpe olabilir. olmasada önemli olmaz
10-eğitimli. en az 4 yıllık adam gibi bir lisans eğitimi olmalı. Öyle uluslar arası ilişkiler olmasada su ürünleride olmamalı.
11-biz kızlar arabaya paraya bayılırız sanırsınız. alakası yok desem. adam gelecek vadetsin. eğitimli olsun, hırslı çalışkan olsun yeter. o hayatını kazanır zaten. kaliteli hatun kaliteli adam bulunca sabreder destek olur..
12-iyi modern görüşlü ailesi olsun. Bİ KAHVE İÇMEYE BİZE GELEBİLSİN. Annemle tanışssın. Kal gelmesin!
13_arkadaşlarımı sevsin.
14-kendi arkadaşlarıyla tanıştırsın.
15-çocukları sevsin.. Bu çok önemli. Şevkatli erkek çocuk yanında belli olur.
16-KARAKTERLİ OLSUN. KENDİNİ KULLANDIRMASIN. GİRDİĞİ ORTAMDA ADAM SAYILSIN.
17_sert olsun kuralları olsun. tamam göbeği açık vs falan giydirmesin ama herşeyin orta yolunu da bulabilsin. İkna edici olsun. Tatlı tatlı dediğini yaptırsın.
18-hatununu deli gibi sevsin. BAŞKASINDA GÖZÜ OLMASIN. sevdiğini ara sıra belli etsin
119-hatunun sağlığıyla ilgilensin.
20-kıskanç olsun
21-adam olsun. kızdımı vursun masaya yumruğunu. ama hatalıysa da özür dilemeyi bilsin
22-kesinlikle çiçek göndermeyi ve hediye almayı unutmasın (yılda iki çiçek bi böcek sizi öldürmez dimi beyler?)
23-önemli günleri unutmasın.
24-saçımızı kestirip boyatınca dalga geçmesin iltifat etsin.
25-eski kız arkadaşlarıyla kesinlikle görüşmesin.
26-müzik konser kitap fuarı nedir bilsin yeri gelince evde mısır patlatıp maç dvd izleriz ama bazen de gece çıkıp hafif çakırkeyif olmayıda bilsin
27_asosyal olmasın
28-delikanlı olsun. sevmiyosa uzatmasın. eğlence peşindeyse hatunun canını yakmasın. günahını almasın..
Neden boşanılır ?
Terapistler, birbiriyle durmadan dalaşan çiftlerin iletişim problemi yaşadıklarını düşünür ve doğal olarak da iletişimi düzenlemeye çalışırlar.
Bunun da yolu, tartışma sırasında, suçlanan tarafın işittiği sözlerden alınmaması, eşinin duygularını iyi tanımlaması, anladığını belirtecek şeyler söylemesi olarak düşünülür. Ancak....
Davranış Bilimleri Enstitüsü Uzmanları BUGÜNokurları için hazırladı. Mutlu Evliliğin Sırları yazı dizisiUzman Psikolog Emre KONUK'la devam ediyor.
Dizinin başında şöyle bir soru sormuştuk: Nasıl oluyor da insanlar uzun süreler ciddi mesailer harcayarak özenle seçtikleri eşleriyle bir zaman sonra karşılıklı olarak yaşamı birbirlerine zehir etmenin bir yolunu buluyorlar? Buna karşılık nasıl oluyor da bazı çiftler sorulduğunda, evliliklerinin tüm sorunlarına, stresine karşın mutlu olduklarını söylüyorlar?
Bu sorulara cevap verebilmek için araştırmacılar basit bir yöntem uygularlar: Yeterli sayıda iyi ve kötü giden evlilikleri alıp ne yapıyorlar diye bakarlar. Kötüler ne yapmamamızı, iyiler de ne yapmamız gerektiğini söyler bize.
Bu doğrultuda araştırma yapanların içinden ilk gün sözünü ettiğimiz John Gottman'ı seçmiştik. Özellikle neredeyse 30 yılı aşkın bir süre bu sorularla uğraştığı ve işini bilimsel yöntemlere uygun götürdüğü için.
Evlilik laboratuvarı
Gottman klinik psikolog ve işe 70'lerin başında Amerika'da, University of Washington'da başlıyor. O zamanlar geleneksel terapilerin evlilikleri toparlamaya yetmediğini görmüş. Bunun nedeni de terapistlerin, çiftlerin yaşadıkları sorunların nasıl aşılacağı ile ilgili önyargıları. Örneğin, teorik eğilimi ne olursa olsun, terapistler birbiriyle durmadan dalaşan çiftlerin bir iletişim problemi yaşadıklarını düşünürler ve doğal olarak da iletişimi düzenlemeye çalışırlar. Bunun da yolu, tartışma sırasında, suçlanan tarafın işittiği sözlerden alınmaması, eşinin duygularını iyi tanımlaması, anladığını belirtecek şeyler söylemesi olarak düşünülür.
Teknik olarak "aktif dinleme" ve "karşımızdakinin duygularının geçerliliğini belirtme" denince anlaşılan da budur. Somut olarak da sizden beklenen; sizinle ilgili görüşlerini filtreden geçirmeden, icabında belden aşağı vurarak dile getiren, bunu da sık sık yapan eşinizi sakin bir biçimde dinleyerek, "anlıyorum bana çok kızgın ve öfkelisin" demenizdir. Ama ne yazık ki, çarşı karıştığı zaman iletişim becerilerini kimse geliştirmek istemiyor.
Kavgaysa kavga öfkeyse öfke!
İşlerini iyi yürüten çiftlere baktığımızda, sorunlarını hiç de öyle "aktif dinleme" vs. kurallarına uyarak aşmadıklarını görürüz. Kavgaysa kavga, tartışma, kızgınlık, öfke hepsi vardır. Yine de "biz mutluyuz" diyebiliyorlar. Peki, fark ne? Ama önce, boşanmaya doğru giden çiftlerin neler yaptıklarına bakalım.
Kritik 4 soru
Gottman şöyle bir yöntem izliyor. Çiftler bir eve hafta sonunu geçirmek üzere geliyorlar. Banyo ve yatak odalarında olup bitenler dışında, herşey videoya alınıyor. Bazen fizyolojik ölçümler için aletler de takılıyor bedenlerine. Bu süre içinde çiftlere, beraberliklerinde daha önce gündeme gelen ve çözüm bekleyen konuları tartışmaları öneriliyor. Bu şekilde binlerce çiftin kayıtları analiz edilmiş. Bunların içinde evlilikleri kötü giden, boşanma arefesinde olanlar olduğu gibi, mutlu olduklarını söyleyen çiftler ve yeni evliler de var. Gottman'ın 30 yıldır süren çalışmalarına baktığımızda, dört soruya cevap aradığını görüyoruz:
1. Evlilikleri kötü gidenler nasıl bir döngü içine giriyorlar? Onları, sorunlarını aşmak için kullandıkları hangi stratejiler başarısız kılıyor?
2. Evlilikleri iyi gidenler, sorunlarını aşmak için hangi stratejileri uyguluyor ve başarılı oluyorlar?
3.Buradan çıkan sonuçlar ölçü alınırsa, evlenmek üzere olan çiftlerin ya da yeni evlilerin sorunları aşma yöntemlerine bakarak hangilerinin boşanacağını ya da boşanmanın kenarına geleceklerini önceden kestirmek mümkün mü?
4. Evlilikleri iyi giden çiftlerin yaptıklarına bakarak, kötü gidenler için sistematik bir yaklaşım geliştirilebilir mi?
BOŞANMAYA GÖTÜREN SÖZ VE DAVRANIŞLAR
Eşinden bir an önce kurtulmak isteyenler için altın kuralları ve taktikleri içeren bilgileri de paylaşalım. Evet, dönülmez akşamın ufkunda boşanmaya doğru belki yavaş ama emin adımlarla ilerleyenler genellikle beş ana strateji uyguluyor:
1. Tartışmalara kaba ve sert başlamak:
Tartışma daha başında iğneleme, alay, küçümseme, suçlama ile başlarsa buna "tartışmaya sert başlamak" diyoruz. Böyle başlandığında çözüme ulaşamama olasılığı yüzde 94. Dolayısı ile bir tartışmanın ilk üç dakikasına bakarak, o tartışmanın (evliliğin) nasıl biteceğini kestirmek mümkün. Konuya yabancı olanlar için, giriş mahiyetinde birkaç öneri:
"Yapma yaa..."
"Bayılıyorum bu bulunmaz Hint kumaşı hallerine"
"Anasının eteğinin altından çıkamayan bilmem neyi nasıl yapacak"
"Ona buna dalaşacağına önce bir aynaya bak"
"Ya hayatta bir şeyi de becerdiğini görelim"
"Hoşt"
2. Mahşerin Dört Atlısı:
Yukarıdaki yöntem işe yaramazsa "Mahşerin Dört Atlısı" işi bitirecektir. Tartışmalar sürerken çiftlerin durmadan suçlama, küçük görme, savunma ve içine kapanma arasında gidip geldiği görülüyor.
a.Suçlama:
Tartışmalarda şikâyet ve suçlamayı ayırmak gerekiyor. Şikâyet dediğimiz zaman; eşime ilettiğim "şunu yap" ya da "yapma" tarzında önerileri anlıyoruz: "Akşamları ben de senin kadar yorgun oluyorum. Eve geldikten sonra lütfen bana yardımcı ol". Yani şikâyet yalnızca davranışlarla ilgilidir. Bunlar kızgın bir ses tonuyla da söylenmiş olabilir. Suçlama dediğimiz zaman; karşımızdakinin kişiliğine, karakterine yönelik söylenenler anlaşılıyor. "Anlamıyorum nasıl bu kadar vurdumduymaz, bencil olabiliyorsun. Bana yardım edeceğine defalarca söz verdin".
b.Aşağılama-Hor görme:
İğneleyici, küçük düşürücü iğneleyici sözler, hor görme, aşağılama, şaka ile dokundurmalar, laf sokmalar ve bunlara eşlik eden beden dili bu kategoriye giriyor. Bu yöntem en kötüsü. Eşim durmadan onu aşağıladığımı ve küçük gördüğümü düşünüyorsa herhangi bir sorunu oturup çözmemiz mümkün olamaz. Bu stil genellikle eşler arasında yaşanan çatışmalar uzun süreler aşılmamışsa daha sık kullanılıyor.
Bu arada, birbirlerini hor gören ve aşağılayan çiftlerin enfeksiyon hastalıklarına (nezle, grip vd.) daha sık yakalandıklarını söylemeden geçmeyelim. Yani sağlığa da zararlı.
c. Savunma:
Suçlanan bir insanın kendini savunması doğaldır. Ama evlilik ilişkisinde kişinin karşı suçlamaya girmeden de olsa kendini savunması, ne yazık ki bir işe yaramıyor. Tersine, savundukça karşı taraf suçlamalarına devam ediyor. Çünkü aslında, kendimi savunduğumda karşımdakine, "problem bende değil sende"demiş oluyorum.
d. Duvarını örme:
Tartışmanın bir noktasında taraflardan biri ilişkiden çekilir, tepki vermemeğe başlar. Yani etrafına bir duvar örer. Bunu daha çok erkekler kullanıyor. Bu tarz genellikle evliliklerin daha ileri yıllarında devreye giriyor. Uzun yıllar evliliğinde suçlama, savunma, aşağılanma yaşayan kişinin bir noktada ilişkiden çıkıp duvarını örmesi doğal bir savunma yolu olarak görülebilir. Doğal olmasına doğal olabilir ama karşı tarafı ne yazık ki rahatlatmaz. Normal bir ilişkide, taraflar karşısındakini dinlediğini, anladığını belli eden işaretler verir. Duvarını ören kişi hiçbir tepki vermez. Eşinden uzaklaşırken evliliğinden de uzaklaşır.
Doğal olarak bu oyun yukarıdaki sırayla oynanmıyor. Taraflar duruma göre birini bırakıp diğerini kullanabiliyor. Kaynak: http://yasam.bugun.com.tr/evlilikler-neden-biter-haberi/202217

Aşk neden biter ?
İlişkinin başlarında birbirini çılgınca seven iki insan bir süre sonra nasıl olur da birbirlerinden köşe bucak kaçmaya başlar? Bu noktaya gelmemek için çiftlere bazı sorumluluklar düşer. Eğer aşkınızın sonsuza dek sürmesini istiyorsanız aşağıdaki hatalara düşmemeye özen gösterin.
"Nasıl olsa benim" düşüncesinden vazgeçin!
Cicim ayları geçtikten sonra, birçok çift birbirlerine "Nasıl olsa benim" düşüncesiyle yaklaşma hatasına düşer. Birbirine alışmanın getirdiği umursamazlık ve özensizlik her ilişkiyi sıradanlığa sürüklüyor ve bu sıradanlık, taraflardan biri, "Beraberliğimizin bir anlamı kalmadı" diyene kadar sürüyor. İlişkiyi bir bebek gibi düşünün. Bebeğinize birkaç yıl bakıp sonra "Nasıl olsa kendi kendine büyüyor" deyip bir kenara mı atacaksınız? Aşkınıza sahip çıkın ve her aşamasında ona emek vermeye hazır olun. Birbirinizle ilgilenin, birbirinizi özleyin, konuşun, fikirlerinizi paylasın ve sorunları, büyüyüp çözümsüz hale gelmeden oturup tartışın. Kısacası, ikiniz de gayret gösterin, yorulun, terleyin.
Cinselliği rutine dönüştürmeyin
Uzun ilişkilerde seksin seyrekleşmesi normaldir. Fakat bunun rutine dönüşüp dönüşmemesi sizin elinizde. Sorunun temeli belki de şu; erkekler sekse ulaşmak için aşık oluyor, kadınlarsa aşka ulaşmak için seks yapıyorlar. Ancak sonuçta iki taraf da mahremiyet ve yakınlığa ihtiyaç duyuyor. Cinsel isteği körüklemek için bu ihtiyaçtan yola çıkılabilir: Birbirinize yakınlık gösterin ama "iş" icabı sadece yatakta değil yatak dışında da. Hissettiklerinizi, sıkıntılarınızı, özlemlerinizi paylaşın. Yatakta tek başınıza fantezi kurmak yerine birlikte fanteziler geliştirin. Böylece cinsel yaşamınız sıcaklığını "9,5 hafta"dan daha uzun süre koruyabilir. Ama sakın seksi "Kim daha iyi sevişiyor?" gibi bir güç mücadelesi ve baskı aracı haline getirmeyin çünkü henüz seks olimpiyatları düzenlenmiyor!
Ona sorumluluk verin
Kızgınsınız, hem de çok... Sevdiğiniz erkek birlikte oturmaya başladığınızdan beri nedense alışveriş, yemek pişirme, çamaşır yıkama, evi toplama gibi işleri sizin yapacağınızı varsayıyor, üstelik sizin mesleğiniz de onunki kadar zorken... Peki, ne oldu? Ne olacak, toplumsal rollere teslim oldunuz. Anne babalarımız ve toplum aracılığıyla bilinçsizce aldığımız "doğru kadın" ve "doğru erkek" rolleri, bir anlamda beynimize işler ve duygusal ilişkilerimizde ortaya çıkar. Siz içgüdüsel bir biçimde üzerinize düşen her işi yaparsınız ama onlar aslında ikinizin de üzerine düşen işlerdir. Ona evle ilgili çeşitli görevler verin ve bu görevleri gerçekten üstlenmesini sağlayın. Markete uğramayı unutup eve mi geldi? Sakın siz kalkıp markete gitmeyin, bırakın o gitsin. Mutfağı temizlemekte başarısız mı? Bırakın temizlesin. Gerekirse siz sonra gidip bir daha yaparsınız. Önemli olan onun da birtakım sorumlulukları olduğunu hissetmesi. Yoksa yaptığınız her iyilik, bir süre sonra kaçınılmaz bir biçimde göreviniz haline gelir ve bu da sizi ilişkinizden soğutmaya başlar.
Eski sevgilinin gölgesini yok edin
Bazen geçmişteki bir ilişkinin gölgesi bugünün mutlu aşkının üzerine düşebilir. "Yeni sevgilim doğru insan mı? Yoksa benim için hala mücadele eden eskisine mi dönmeliyim?" gibi kuşkular güzel giden bir ilişkiyi bir süre sonra zehirlemeye başlar. Büyük bir ihtimalle yeni büyük aşkın diğer kahramanı bu kararsızlıktan, bu gidip gelmeden sıkılır, hevesi kaçar ve ilişkiyi bitirir. Eğer eski sevgilisiyle ilgili tereddütleri olan sizseniz tavsiyemiz; onu unutun! Çünkü aynı suda iki kere yıkanılmaz. Kendinize ve yeni aşkınıza gerçek bir şans tanıyın. Eskisiyle kıyaslamak gibi bir hataya düşmeyin, onun yerine yeni sevgilinizin olumlu özelliklerini keşfedin, bu daha heyecan verici... Bu arada eski erkek arkadaşınız askıntı olmaya devam ediyorsa onunla görüşmeyi tamamen kesin. Demek ki, henüz arkadaş kalmaya hazır değil, üstelik bu durum yeni erkek arkadaşınızı da fazlasıyla rahatsız edebilir.
Onu olduğu gibi kabul edin
Farklı ilgi alanları, geleceğe dair bambaşka beklentiler, hayaller ve birbirine ters bakış açılan çoğunlukla ayrılığa sebep oluyor. Yani "Zıtlar birbirini çeker," sözü tam bir palavra! Tabii ki, karakterleriniz aynı olmak zorunda değil. Mesela siz daha neşeli ve dışa dönüksünüzdür, o ise daha sakin ve çekingen, bu durum bir problem yaratmaz. Fakat hayata ve dünyaya bakışınız, beklentileriniz, zevkleriniz ve planlarınız uyuşmuyorsa işiniz bayağı zor.
Beraberliğinizi sürdürmeyi gerçekten istiyorsanız ve bu şekilde de aşkta mutlu sona ulaşabileceğinize inanıyorsanız, o zaman önce sevgilinizi değiştirme fikrini unutun. Onu şu anki haliyle, hiçbir şekilde başka bir insan yapmaya çalışmadan ve size ters gelen davranışlarından şikayet etmeden kabul etmelisiniz, tabii o da sizi. Eğer ikiniz de bunu başarırsanız belki ilişkinizi uyum içinde sürdürebilirsiniz.
"Nasıl olsa benim" düşüncesinden vazgeçin!
Cicim ayları geçtikten sonra, birçok çift birbirlerine "Nasıl olsa benim" düşüncesiyle yaklaşma hatasına düşer. Birbirine alışmanın getirdiği umursamazlık ve özensizlik her ilişkiyi sıradanlığa sürüklüyor ve bu sıradanlık, taraflardan biri, "Beraberliğimizin bir anlamı kalmadı" diyene kadar sürüyor. İlişkiyi bir bebek gibi düşünün. Bebeğinize birkaç yıl bakıp sonra "Nasıl olsa kendi kendine büyüyor" deyip bir kenara mı atacaksınız? Aşkınıza sahip çıkın ve her aşamasında ona emek vermeye hazır olun. Birbirinizle ilgilenin, birbirinizi özleyin, konuşun, fikirlerinizi paylasın ve sorunları, büyüyüp çözümsüz hale gelmeden oturup tartışın. Kısacası, ikiniz de gayret gösterin, yorulun, terleyin.
Cinselliği rutine dönüştürmeyin
Uzun ilişkilerde seksin seyrekleşmesi normaldir. Fakat bunun rutine dönüşüp dönüşmemesi sizin elinizde. Sorunun temeli belki de şu; erkekler sekse ulaşmak için aşık oluyor, kadınlarsa aşka ulaşmak için seks yapıyorlar. Ancak sonuçta iki taraf da mahremiyet ve yakınlığa ihtiyaç duyuyor. Cinsel isteği körüklemek için bu ihtiyaçtan yola çıkılabilir: Birbirinize yakınlık gösterin ama "iş" icabı sadece yatakta değil yatak dışında da. Hissettiklerinizi, sıkıntılarınızı, özlemlerinizi paylaşın. Yatakta tek başınıza fantezi kurmak yerine birlikte fanteziler geliştirin. Böylece cinsel yaşamınız sıcaklığını "9,5 hafta"dan daha uzun süre koruyabilir. Ama sakın seksi "Kim daha iyi sevişiyor?" gibi bir güç mücadelesi ve baskı aracı haline getirmeyin çünkü henüz seks olimpiyatları düzenlenmiyor!
Ona sorumluluk verin
Kızgınsınız, hem de çok... Sevdiğiniz erkek birlikte oturmaya başladığınızdan beri nedense alışveriş, yemek pişirme, çamaşır yıkama, evi toplama gibi işleri sizin yapacağınızı varsayıyor, üstelik sizin mesleğiniz de onunki kadar zorken... Peki, ne oldu? Ne olacak, toplumsal rollere teslim oldunuz. Anne babalarımız ve toplum aracılığıyla bilinçsizce aldığımız "doğru kadın" ve "doğru erkek" rolleri, bir anlamda beynimize işler ve duygusal ilişkilerimizde ortaya çıkar. Siz içgüdüsel bir biçimde üzerinize düşen her işi yaparsınız ama onlar aslında ikinizin de üzerine düşen işlerdir. Ona evle ilgili çeşitli görevler verin ve bu görevleri gerçekten üstlenmesini sağlayın. Markete uğramayı unutup eve mi geldi? Sakın siz kalkıp markete gitmeyin, bırakın o gitsin. Mutfağı temizlemekte başarısız mı? Bırakın temizlesin. Gerekirse siz sonra gidip bir daha yaparsınız. Önemli olan onun da birtakım sorumlulukları olduğunu hissetmesi. Yoksa yaptığınız her iyilik, bir süre sonra kaçınılmaz bir biçimde göreviniz haline gelir ve bu da sizi ilişkinizden soğutmaya başlar.
Eski sevgilinin gölgesini yok edin
Bazen geçmişteki bir ilişkinin gölgesi bugünün mutlu aşkının üzerine düşebilir. "Yeni sevgilim doğru insan mı? Yoksa benim için hala mücadele eden eskisine mi dönmeliyim?" gibi kuşkular güzel giden bir ilişkiyi bir süre sonra zehirlemeye başlar. Büyük bir ihtimalle yeni büyük aşkın diğer kahramanı bu kararsızlıktan, bu gidip gelmeden sıkılır, hevesi kaçar ve ilişkiyi bitirir. Eğer eski sevgilisiyle ilgili tereddütleri olan sizseniz tavsiyemiz; onu unutun! Çünkü aynı suda iki kere yıkanılmaz. Kendinize ve yeni aşkınıza gerçek bir şans tanıyın. Eskisiyle kıyaslamak gibi bir hataya düşmeyin, onun yerine yeni sevgilinizin olumlu özelliklerini keşfedin, bu daha heyecan verici... Bu arada eski erkek arkadaşınız askıntı olmaya devam ediyorsa onunla görüşmeyi tamamen kesin. Demek ki, henüz arkadaş kalmaya hazır değil, üstelik bu durum yeni erkek arkadaşınızı da fazlasıyla rahatsız edebilir.
Onu olduğu gibi kabul edin
Farklı ilgi alanları, geleceğe dair bambaşka beklentiler, hayaller ve birbirine ters bakış açılan çoğunlukla ayrılığa sebep oluyor. Yani "Zıtlar birbirini çeker," sözü tam bir palavra! Tabii ki, karakterleriniz aynı olmak zorunda değil. Mesela siz daha neşeli ve dışa dönüksünüzdür, o ise daha sakin ve çekingen, bu durum bir problem yaratmaz. Fakat hayata ve dünyaya bakışınız, beklentileriniz, zevkleriniz ve planlarınız uyuşmuyorsa işiniz bayağı zor.
Beraberliğinizi sürdürmeyi gerçekten istiyorsanız ve bu şekilde de aşkta mutlu sona ulaşabileceğinize inanıyorsanız, o zaman önce sevgilinizi değiştirme fikrini unutun. Onu şu anki haliyle, hiçbir şekilde başka bir insan yapmaya çalışmadan ve size ters gelen davranışlarından şikayet etmeden kabul etmelisiniz, tabii o da sizi. Eğer ikiniz de bunu başarırsanız belki ilişkinizi uyum içinde sürdürebilirsiniz.
Aşk neden can yakar
herkesinmi sevdiği uzaktadır herkes mi uzaktakini erişilmez olanı yasak olanı sever... hayatının mahfolacağını biteceğini bile bile niye zorlar insan bi şeyleri.. her seferinde kovulmasına rağmen neden hep bekleyen olmayı ister.. hayatından neden çıkaramaz.. oysa ki arkasını döndüğünde o çoktaan gitmiştir başka kollara.. bunları göre göre niye hala akıllanmaz.. niye ikinci üçüncü hatta dördüncü planda olmayı bile göze alır.. sadece bi anlık sesini duymak için bi anlık görmek için olmazları oldurur.. olmayacağını bile bile hayallerinden vazgeçemez.. aşk neden bu kadar acıtır insanın içini.. yakar, kavurur.. bi de yanlış bi aşksa sonu ucu bucağı yoksa... hep kovulsada hep bekler ama hiç kavuşamayacağını bi kere dokunamayacağını bi kere kokusunu içine çekemeyeceğini bile bile yine de bekler.. hayallerinde yaşatır her an.. herşeyi onunla yapar gibi her an yanıbaşındaymış gibi uykuya onunla dalar gibi gözlerini onunla açar gibi.. beklemekten asla vazgeçmez... aşk ne kadar can yaksada ne kadar acıtsada insanın içini yaşanılası en güzel şey hayattaki....
Bir aşk hikayesi :'(
Sabah uyandığında midesinde bir yanmahisseti.Yanmanın nedeni akşam yedikleri değil,uyanır uyanmaz bugün yapacaklarının aklına gelmesiydi.Bugün 2 yıldır götürmeye çalıştığı bir birlikteliği bitirecekdi.Aslında bunuyapmakda geç bilke kalmıştı.
'Bitmeli dedi içinden' ,Hergün bu tatsız uyanış bitmeli.Genç adam bunları düşünürken suratı şekilden şekile giriyordu.Süratle giyinerek dışarı çıktı.Bugüne kadar hiç bekletmemişti onu,şimdide bekletmemeliydi.İstanbul,soğuk ve yağmurlu bir Nisan ayı yaşıyordu.Genç adam gök yüzüne bakarak iç geçirdi; 'Bulutlar bizim yaşayacaklarımızı biliyor,onlar bile ağlıyor halimize'...
BULUŞMA VAKTİ
Artık Kadıköy iskelesindeydi.Birkaç dakikalık beklemeden sonra karşıdan kız arkadaşının geldiğini gördü.Şimdi midesindeki ağrı dahada artmıştı.
Beşiktaş'a geçtiler.Yolculuk sırasında hiç konuşmadılar.Genç kız,sevgilisinin bu durgunlığuna anlam verememişti.Nereden bilecekdi bugünayrılık çanlarının çalacağını...
Beşiktaş'a geldiklerinde bir cafede oturdular.Genç kız anlamıştı sevgilisinin kendisine bişey söylemek istediğini.Bana bir şey mi söylemek istiyorsun'diye sordu.Genç adam,gölerini kaçırarak 'Evet' dedi.Genç kız heyecanlanmiştı,birazda sinirlenerek'Söylesene,ne diye bekliyorsun' dedi.Genç adam içini çektikden sonra'Sence biz nereye kadar gideceğiz?' diye sordu.Genç kız,' Bunu sorma gereğini niye duydun?' diye yanıt verdi.Genç adam söze başladı...'Birkaç ay önce akşam 23.00 sana telefon açıp senim için yazdığım şiiri okumak istemiştim.Sen bana' Sırasımı şimdi canım yaa,işin gücün yokmu' demiştin.Biliyormusun o an nkavt olan bir boksör gibi hissettim kendimi.Özür dileyip telefonu kapatmıştım.Daha sonra benden bu şiiri hiç istememiştin.Geçenlerde hasta olup yataklara düştüğümde arkadaşlarımla birlikte sende gelmiş,Meral'in 'sen şanslısın,sevgilin sana bakar' sözüne 'İşim yokda sanamı bakacağım,annen baksın'demiştin.Hatırladın mı?
DUYGUSALLIĞI SEVMEM
Genç kız,'Biliyorsun ben duygusallığı sevmiyorum.Hem hasta bakıcı gibi göründüğümü kimse söyleyemez' diye yanıtladı.Genç adam güldü, 'Evet canım haklısın.Zaten olmak istesende bu kalbi taşıdığın sürece hasta bakıcı,hemşire falan olamazsın.'
Genç adam devam etti...'Bana şimdiye kadar kaç kere sabahın erken saatlerinde güzel sözcüklerden oluşan bir mesaj cektin?Hiç...Hatta günün hiçbir saatine çekmedin.Duygusallığı sevmeyebilirsin.Ama sen seni seven insanlarıda mutlu etmeyi sevmiyorsun.Halbuki ben senin tam tersine kendimden çok insanları mutlu etmeyi seviyorum.Seni tanıdığımdan beri her sabah,her akşam,her gece yani seni andığım her saat tatlı bir mesajım vardı senin için biliyor musun?Seninle ben akla kara gibiyiz.Genç kız anlamıştı,'Yani ne istiyorsun benden şair olmamımı?'
Genç adam tekrar gülümsedi içinden.Dün gece ayrılık karaının nekadar doğru olduğunu düşündü. 'Hayır' dedi, 'Şair olmanı istemiyorum.Olamazsın da...Biz ayrılmalıyız.Ayrılsak ikimiz içinde en hayırlısı bu olacak.
Genç kız şaşırmıştı,'Neden ama?Ben seni seviyorum.Seninde beni sevdiğini sanıyordum.
Genç adam iç çekerek'Hayıt canım,sen beni sevdiğini zannediyorsun.Eğer beni sevseydin şimdi başka şeyler konuşurduk' dedi.
Genç kızın gözleri yaşarmıştı.Genç adam cebinden çıkarttığı mendili uzattı,gen kız gözyaşlarını silerek 'Sen bilirsin,umarım beni bir başkası için bırakmıyosundur...' dedi.
Genç adam'Nasıl böyle bişey düşünürsün, senden başka kimse olmadı ve uzun zaman da olacağını sanmıyorum' yanıtını verdi.Genç adam ve genç kız iki sevgili olarak oturdukları bu masada artık iki yabancıydı.Birkaç dadika sessizce oturdukdan sonraGenç kız 'Tamam o zaman sana mutluluklar dilerim' diyerek elini uzattı.Genç kızın sesi ve eli titriyordu.Genç adam, 'İstersen arkadaş kalabiliriz' dedi.Birbirlerine son kez sarıldılar.
BEN DOĞRU YAPTIM
Genç adam doğru yaptığına inanıyordu.Eve döndüğünde yürümekden bitap bir haldeydi.Odasına girdi.Gece bitmek bilmiyordu.Sabah erken kalkıp işe gidecekdi,uyumalıydı.Birkaç saat sonra uykuya dalmayı başardı.Sabah 7'de saatin ziline uyandı.Evden çıkacağı zaman cep telefonuna baktı,mesaj ve 10 cevapsız arama vardı.Yorgun olduğu için duymamıştı telefonun sesini.Aramalar ve mesaj sevgilisindendi.Heyecanla mesajı açtı,şunlar yazıyodu
Sadece onları sevmeyi sevdim
Hepsini onlarsız yaşadımda
Bir seni sensiz yaşayamıyorum
Bu aşkı tek kalpte taşıyamıyuorum
Sana yemin güzel gözlüm bir tek seni sevdim
Ve seni severek öleceğim,elveda birtanem...
Genç adam şaşırmıştı.Onu tanıdığı günden beri ilk defa şiir alıyodu ve üstelik sabahın beşinde yazmıştı.Heyecanla onu aradı,telefonu yabancı bir ses açtı.Genç adam ' nalan'la görüşebilirmiyim?' dedi.Ama karşıdaki ağlıyordu,hıçkıra hıçkıra hem de...Ben onun annesiyim yavrum,kızım bu sabah intihar etti.Gece sabaha kadar birilerini arayıp durdu.Sabah odasının ışığını sönmemiş görünce girdim.Yavrum kendini asmıştı........
YIĞILIP KALDI
Genç adam beyninden vurulmuşa döndü.Bir gün önceki miğde ağrısının iki katını çekiyordu şimdi.Olduğu yere yığılıp kaldı...
Birkaç ay sonra iki doktor konuşuyordu hastanede.Doktorlardan biri diğerine karşıdaki hastanın durumunu soruyordu.Doktor yanıt verdi...'Haaa o mu? Üç ay öncegetirdiler.Kendisi yüzünden bir kız intihar etmiş.O günden sonra cep telefonunu hiç elinden bırakmamış.Devamlı birşeyler yazıp birine yolluyor.Geçenlerde merak ettim.Ouyurken gönderdiği numarayı aradım.Numara 3 ay önce iptal edilmiş.Gelen mesajlarda bir şiir var.Bu adam duygusalmı bilmem ama benim anladığım kadarıyla şiiri yazan çok duygusal biriymiş..........
Erkekler için
Hep kadınların aşkta hızlı davrandıkları düşünülür, ama gerçek öyle değil. Erkekler kadınlardan daha çabuk aşık olabilir. Erkekler görsel uyarıcılara hızlı şekilde yanıt verir, gözlerine hitap eden kadınlara karşı daha kolay bazı duygular besleyebilirler.

Her an birlikte olmak aşka zarar verir
Birine aşık olduğunuzda, günün 24 saatini onunla geçirmek istersiniz değil mi? Ne olur, aşkınızın kalıcılığı için kendinizi frenleyin. Neden mi? işte Fisher’ın araştırmaları: “Birbirini seven iki insan ayrı kaldığında beyin ‘dophamin’ ve ‘norapineprin’ denilen ve aşkı olumlu etkileyen bazı kimyasal maddeler salgılar.” Yani, çarşamba günü birlikte olduysanız, perşembe akşamını ayrı geçirin. Böylece, hafta sonu buluşmanız çok daha sıcak ve ateşli olacaktır.
İlk Görüşte Aşk
Şarkılarda, aşk romanlarında, arkadaş sohbetlerinde, çok tartışılan bir konudur ilk görüşte aşk. Peki, siz buna inanıyor musunuz? Fisher hayvanlardan yola çıkarak, insanlar dünyasına da uyan bazı kimyasal kuralları anlatıyor.
Hayvanlarda bir çiftleşme zamanı olduğunu herkes biliyor. O dönem sona ermeden türün her bireyi kendine uygun bir eş bulmak zorunda ve doğa onları o şekilde yaratmış ki, bu çiftleşme daima olması gerektiği zaman meydana geliyor. Yani bir anda birleşiveriyorlar. İnsan beyni de aşağı yukarı aynı şekilde programlandığına göre, insan da bir anda birine aşık olabilir.
Nasıl Öpüşülür
Öpüşürken yapılan bazı yanlışlar aşağıdaki videoda gösterilmiştir. gözlerinizi kapatın, sevgilinize nazik davranın, Sağa veya sola eğileceğim diye çaba harcamayın, yüzleriniz yaklaşınca gidişata göre bir tarafa eğilirsiniz.
Öpüşme anında dudakların bir süre sabit ve kilitli kalması iyidir, bayramda el öper gibi hemen geri kaçmayın. Özellikle kızlar için geçerli, öpüşmek güzel ve zararsız bir sevgi göstergesidir. Öpüşmekten korkmayın.
Öpüşürken sevgilinizin yüzüne de küçük öpücükler kondurabilirsiniz, fakat bunu abartmayın, özellikle erkekler : kızın tüm makyajını yemeyin.
Öpüşmek kız ve erkek arasında dudakların temas ettirilmesi ile gerçekleşen olaya denir. Dudak hassas bir bölge olduğu için etkisi güçlüdür, öpüşme sevgili ve aşık çiftler arasında sevgiyi göstermenin en romantik yoludur.
Öpüşmek için öncelikle uygun ortam gerekir, bu sadece çevresel ortam değil aynı zamanda birbirini çok seven iki kişi arasında olmalıdır.
Öpüşmek için gerekli ortam:
Öpüşmek için önce bir sevgili bulmanız lazım, erkek ve kız arkadaş bulma probleminiz varsa önce şu konuyu okuyun Benim niye sevgilim yok diyorsanız bu konuya bakınız.
Öpüşen kişilerin biribirini çok sevmesi öncelikli şarttır, sevmediğiniz birini öpmek, sevmediğiniz bir yemeği yemek gibidir.
Öncelikle öpüşme için çevrenin fazla kalabalık olmaması gerekir, özellikle ülkemizde kırsal bir bölgede öpüşmeye kalkarsanız "yuh" sesleri ile karşılaşabilirsiniz.
Öpüşme başlangıcında karşıdaki kişiye mümkün olduğunca yaklaşmanız gerekir. Konuşarak yaklaşmak en güzelidir. Aksi halde kavgada kafa atar gibi öpücük verilmez. Yavaş ve sakin davranın.
İlk öpücük dudakların kısa bir dokunması şeklinde olmalıdır, kız ve erkek arasında duygular yoğun ise gerisi gelecektir.
Öpüşme sırasında gözleri kapatmak duyguyu artıracaktır. Fakat iki kişi karşılıklı göz göze bakarken öpüşürse sevgiyi artırır.
Öpüşmek için gerekli fiziki durum:
Eğer ağzınız kokuyorsa mutlaka öpüşmeden önce bir sakız çiğneyin. Naneli ve kokulu sakızlar faydalı olur.
Sevgiliniz ile aynı yemeği yediyseniz fazla bir koku algılanmaz.
Buluşma günü soğan veya lahmacun gibi şeyler yemeyin.
Üzerinizdeki giysilerin kokmadığından emin olun, özellikle ter kokusu ciddi problem olabilir. Bir deodorant ve mümkünse roll on kullanın.
Kızlar kötü kokan erkekleri sevmez, bundan daha iğrenç kokulu bir kızdır.
Eğer ağzınızda bir problem(hastalık vb.) varsa öpüşürken ağzınızı fazla açmayın. küçük ve masum bir öpücük en güzelidir.
Öpüşürken karşıdaki kişinin hislerini anlamaya çalışın. Eğer durmak istiyorsa bunu farkedip sizde durun, karşıdaki durduğu halde öpmeye deva metmeyin. Garip görünür.
Öpüşme anı:
Öpüşürken önce mümkün olduğunca yaklaşın, özellikle sevgilinizin kulağına fısıldayacağınız sevgi sözleri, hem sizi yakınlaştırır, hem de öpüşmek için ortam hazırlar.
Öpüşme sırasında sevgilinizin yüzüne dokunmak ve boynuna doğru ellerinizi dolaştırmak öpüşmenin lezzetini artırır.
Erkek tavlamanın 6 yolu
1 Konuşurken gözlerinin içine bakın
Yiyecek gibi bakmayın tabii ki canınız ne kadar istese de. Ama ilgi düşkünü erkekler böyle durumlarda ona ilgi gösterdiğinizi öyle bir anlar ki hiç kafasında yoksanız bile bir an aklına “belki” kelimesi takılır. Avınızın sizi fark etmesi ve aklındaki “belki”nin, “neden olmasın”a dönüşmesi için bulunmaz fırsatlardır bunlar.
Özeti: Sizin farkında olmasını sağlayın.
2 Merhamet etmeyin
Esprilerine gülün, tamam ama bir erkeği en çok çeken şeylerin biri, karşısında dürüst, aklı başında ve doğru kararlar verebilen birinin olduğunu bilmektir. (Tabii kötü emelleri için anlık takılmayı düşünmüyorsa...) Eğer kötü espri yaptıysa, “Bu sefer güldürmedi” diyerek kesip atabilirsiniz. Ayrıca onun yanlış olduğunu düşündüğünüz konularda direkt olarak söyleyin fikrinizi. Bu kavga etmek değil, düşüncenizi baskı altında kalmadan ifade etmektir. Onu değiştirmeye çalışmazsanız güzel bir paylaşım elde edersiniz. Sizden ürkeceğini düşünüp fikirlerinizi içine atmayın. Dobra dobra kızlar, suskun puskunlardan daha trend artık.
3 Farkınızı ortaya koyun
İlk tanıştığınızda isteyerek ya da bilmeyerek onun dikkatini çekmek isterseniz. Sizin varlığınızı hissetmeli ki sizden hoşlanabilsin, değil mi? Bunun yolu basittir; Barda içki söylerken bira, şaraptan farklı olarak birkaç değişik kokteyller bilmeniz ve bunları sipariş etmeniz sizi diğerlerinden farklı kılacaktır. Mesela her barda bulabileceğiniz klasik kokteyllerden Long Island Ice Tea, Çilek Mojito ya da Cardinal Melon istemeniz, bir tarzınız olduğunu ve yeni şeyleri denemeye açık olduğunuzu yansıtacaktır. Tequila ve Ursus gibi shot içkiler de deneyebilirsiniz fakat bunlar hem elinizde taşımaya çok uygun olmadığı hem de çabuk çarptığı için tekrar düşünmekte fayda vardır. Aynı şekilde bir restoranda klasik tavuk ızgara ya da hellim salatadan farklı bir şeyler isteyin. Garsona size önereceği yemekleri, tatlıları sorun ve bundan hiç çekinmeyin. Bu tip sorular garsonlar tarafından seve seve cevaplanır.
Özeti: Farklı olun, farkınızı yansıtın.
4 Ortak yönlerinizi gösterin
Fark edildiniz. Şimdi uyumlu yanlarınızda sıra. Herhangi bir konuda konuşacak şeylerinizin olması, sessiz geçen soğuk anları doldurmak için birebirdir. Sevdiğiniz, ilgi duyduğunuz bir yerden konu açın. Çok beğendiğiniz bir film ya da kitaptan, son tattığınız şaraba kadar her şey serbest. Belki ilk seferde ortak noktaları tutturamayacaksınız ama bu konuşma, karşılıklı bir paylaşım için yol açacaktır. Fazla kendinizi anlatıp böbürlenmeden sözü karşı tarafa verin. Bırakın o da kendisini anlatsın. Ortak noktalar yavaş yavaş çıkacaktır zaten. Tutun o noktalardan ve muhabbeti evirip çevirip beraber sevdiğiniz şeyleri yapmaya getirin. Zaten çekingenliğini çoktan geride bırakmış sevgili adayı beraber vakit geçirmeyi teklif edecektir. Eğer hâlâ çekingense sizin ortak bir plan yapmanızda sakınca yok. İlk adımı attığınız için kendinizi ucuz biri olarak görmeyin. Şayet ilk buluşma teklifinin erkeklerden gelmesini isterseniz daha çok sms beklersiniz. Artık bu çağda ipler kadınların elinde!
Özeti: Ortak noktalar bulun ve bunları beraber yapmayı teklif etmekten korkmayın.
5 Muhtaç olun
Ondan gelecek bir yardıma muhtaç olduğunuzdan değil bu cümle. Erkeklerin yenilmez egosunu aldatmak için rol yapmanız gerekir. Büyük imparator Sezar bile, çok güçlü bir kadın olan Kleopatra’yı korumak için neler yapmadı ki? Erkekler (meslekleri ve makamları ne olursa olsun) kendilerine ihtiyaç duyan, onlara hayatlarının bir yerinde ihtiyaç hisseden kızlara bayılır. Ve bu tarz davranışlar erkeklerde ilişkinin devamlı olacağına dair güven verir. Tabii burada “sensiz yapamıyorum, Romeo, neredesin Romeo” triplerinden bahsetmiyoruz. Neticede rolünüzü abartmanız sizi, onun gözünde güçsüz yapacaktır. Daha çok güzel geçen bir buluşmanın ardından “beni eve bırakabilir misin, gece geç saatte eve dönerken tedirgin oluyorum” tarzı cümleler erkeğin gladyatör damarını çoşturacak, o kaslı kollarına muhtaç sevgilisinin yardımına her buluşmada seve seve koşacaktır.
Özeti: Rölünüzü abartmadan ufaktan ufaktan “hayatımda bir yerin var” imajı verin.
6 Uzun süreli ilişki istiyorsanız ilk ve ikinci buluşmada yatağa girmeyin
İlk gece sevişilen her ilişki ertesi sabaha biter diye bir kanun yok. İlk gece doyasıya seks yapıp uzun süre devam eden hatta evlenenler olsa da bu tarz ilişkilerin doğada görülme şansı nadirdir. Erkekte ve kadında garip duygular uyandırır ilk gün seksi. Erkek “işte ben buyum” diye gezerken, kadın daha çok “acaba ilişkimiz için iyi mi yaptım, ucuz muyum ben bu kadar? Neden tutamadım kendimi” tarzında düşüncelerle çevrilir. (Tabii iki tarafın da amacı günübirlik seks ise sorun yok ama burada uzun süreli ilişkilerden bahsediyoruz.) O sabah her şekilde açmazlarla dolu bir andır. Siz en iyisi fazla risk almadan bir-iki hafta tutun kendinizi. İnanın her şey çok daha güzel olacak.
Özeti: Başlığında mesajı veriyoruz zaten.
Ve sonuç: Bir erkeği elde etmek o kadar zor değildir. Lakin sizin istediğiniz herhangi bir erkek değil. Benim anlattığım, erkek egosuna hitap eden, kaleyi içten fethetmeye yarayacak bu basit taktikleri abartmadan yaparsanız, bir de üzerine doğal duruşunuzu sergilerseniz hoşlandığınız erkeği tavlama şansınız çok yüksek
Erkekler için kız tavlama sözleri
1. "Çok yorulmuş olmalısın. Bütün gün beynimin içinde koşturup durdun."
2. "Özge, bu sen misin? Şey kusura bakmayın, arkadaşım Özge'ye çok benziyorsunuz da."
3. "En az benim kadar muhteşemsin."
4. "Siz bir manken misiniz? Değilseniz, kesinlikle olmalısınız."
5. "Eğer alfabeyi baştan sıralayabilseydim senin isminin başharfiyle benimkinin başharfini yan yana getirirdim."
6. "Ruffles'ımı bile seninle paylaşabilirim. Ne dersin, benimle cips yer misin?"
7. "İlk görüşte aşka inanır mısın? Yoksa gidip tekrar mı geleyim?"
8. "Afedersiniz, biz küçükken farklı okullarda okumamış mıydık? Ne çok ortak yönümüz var, değil mi?"
9. "Bu şehre yeni geldim, yabancıyım yani, bana evinin yolunu tarif eder misin?"
10. "Annen ya da baban uzaylı mıydı? Senin gibi bir şey yeryüzünde yok çünkü."
11. "Telefon numaramı unutmuşum, seninkini ödünç alabilir miyim?"
12. "- Sesi duydun mu?"
"- Hangi sesi?"
"- Nasıl duymazsın? Kalbim kırıldı?"
13. "Çikolatadan bebeklerimiz, bir düğün pastasının üzerinde sence de güzel durmaz mı?"
14. "Aman Allah’ım gerçekten omuz kemikleri, ben bunları bir çift kanat sanmıştım."
15. "Baban hırsız mıydı? Değilse, gözlerinin yerinde duran bu elmasları nereden buldu o zaman?"
16. "Annen ve baban zamanında ya tanışmasalardı, o zaman ben ne yapardım? Kesinlikle dünyadaki en mutsuz insan olurdum."
17. "-Nereye gidiyorsun? Bir şey unutmadın mı?"
"- Neyi?"
"- Tabii ki beni!"
18. "Bana kalbine giden yolu tarif eder misin?"
19. "Bugün 1 Şubat 2003, saat 12.36. Tanıştığımız günü ve zamanı aklımda tutmam gerekiyor da..."
20. "Merhaba! Dizinin son bölümünde harika oynadın, bir imzanı alabilir miyim?"
21. "Bu güzellik gerçek olamaz, sanırım rüya görüyorum. Bana bir çimdik atar mısın?"
22. "Seni görünce nefesim kesildi. Umarım suni solunum yapabiliyorsundur.
- 3.HABER
- Kadınları cezbeden 10 şey
1 - Sorular sorun
Yemekten sonra gününün nasıl geçtiğini neler yaşadığını sorun.
2 - Çok soru sormayın
Sizi yakınlaştıracak birkaç sorudan sonra artık soru sormayın. İlgi duyduğu konulardan bahsedin seksi iltifatlarda bulunun.
3 - Beni arar mısın?
Birlikte geçirdiğiniz günün ertesinde böyle bir mesaj almanız yüksek ihtimal hatta kesin. Bir erkek olarak 350 karakterde duygularınızı anlatın ya da hepsini anlatmayın.
4 - Hazır mesajlar ya da kalıplaşmış sözlerle cevap vermeyin
Duygularınızı anlatan gülücük simgeleri kullanmayın. Çoğu ilişki işareti yüzünden başlamadan bitiyor. En iyisi siz onu geri arayın.
5 - Pinti olmayın
Buluşmalarınızda sinema bileti alma taksi parası ödeme kafede hesabı ödeme zamanı geldiğinde cimri davranmayın.
6 - Çantasını taşıyın
Çantası ağırsa çantasını taşımaktan çekinmeyin. Bir yere girerken ilk olarak onun geçmesini bekleyin. Kaldırımın yola bakan tarafından siz yürüyün ancak tüm bunları aptal durumuna düşmeden yapın.
7 - Bunları yapmayın
Parmakları iç içe geçirerek tutuşmak insanların içinde homurdanmak seksi gıdıklamalar sütyeni çekip bırakma gibi şeyler yapmayın.
8 - Bunları yapın
Bir kadın sıkı bir tutuş yumuşak bir el samimi ve doğal bir duruş (utandırmadan banyoya yürümek) açık ve keyifli cinsel sohbetler vücudu üzerinde istekli bakışlar ister.
9 - Ona eski kız arkadaşlarınızı anlatın
Dikkatli olun. Çok fazla detay sizin idam edilmenize neden olabilir. Eski sevgilinizi ne çok kötüleyin ne de çok övün. Orta noktayı bulara onu anlatın.
10 - Eleştiri
Neden onun arkadaşlarından, işinden, evinden, sofrasından hoşlandığınızı anlatın. Ancak her durumda onun ne kadar güzel ve vücudunun ne harika olduğunu söyleyin. Gözünüz ondan başka bir şey görmesin tamam mı?
2. "Özge, bu sen misin? Şey kusura bakmayın, arkadaşım Özge'ye çok benziyorsunuz da."
3. "En az benim kadar muhteşemsin."
4. "Siz bir manken misiniz? Değilseniz, kesinlikle olmalısınız."
5. "Eğer alfabeyi baştan sıralayabilseydim senin isminin başharfiyle benimkinin başharfini yan yana getirirdim."
6. "Ruffles'ımı bile seninle paylaşabilirim. Ne dersin, benimle cips yer misin?"
7. "İlk görüşte aşka inanır mısın? Yoksa gidip tekrar mı geleyim?"
8. "Afedersiniz, biz küçükken farklı okullarda okumamış mıydık? Ne çok ortak yönümüz var, değil mi?"
9. "Bu şehre yeni geldim, yabancıyım yani, bana evinin yolunu tarif eder misin?"
10. "Annen ya da baban uzaylı mıydı? Senin gibi bir şey yeryüzünde yok çünkü."
11. "Telefon numaramı unutmuşum, seninkini ödünç alabilir miyim?"
12. "- Sesi duydun mu?"
"- Hangi sesi?"
"- Nasıl duymazsın? Kalbim kırıldı?"
13. "Çikolatadan bebeklerimiz, bir düğün pastasının üzerinde sence de güzel durmaz mı?"
14. "Aman Allah’ım gerçekten omuz kemikleri, ben bunları bir çift kanat sanmıştım."
15. "Baban hırsız mıydı? Değilse, gözlerinin yerinde duran bu elmasları nereden buldu o zaman?"
16. "Annen ve baban zamanında ya tanışmasalardı, o zaman ben ne yapardım? Kesinlikle dünyadaki en mutsuz insan olurdum."
17. "-Nereye gidiyorsun? Bir şey unutmadın mı?"
"- Neyi?"
"- Tabii ki beni!"
18. "Bana kalbine giden yolu tarif eder misin?"
19. "Bugün 1 Şubat 2003, saat 12.36. Tanıştığımız günü ve zamanı aklımda tutmam gerekiyor da..."
20. "Merhaba! Dizinin son bölümünde harika oynadın, bir imzanı alabilir miyim?"
21. "Bu güzellik gerçek olamaz, sanırım rüya görüyorum. Bana bir çimdik atar mısın?"
22. "Seni görünce nefesim kesildi. Umarım suni solunum yapabiliyorsundur.
- 3.HABER
- Kadınları cezbeden 10 şey
1 - Sorular sorun
Yemekten sonra gününün nasıl geçtiğini neler yaşadığını sorun.
2 - Çok soru sormayın
Sizi yakınlaştıracak birkaç sorudan sonra artık soru sormayın. İlgi duyduğu konulardan bahsedin seksi iltifatlarda bulunun.
3 - Beni arar mısın?
Birlikte geçirdiğiniz günün ertesinde böyle bir mesaj almanız yüksek ihtimal hatta kesin. Bir erkek olarak 350 karakterde duygularınızı anlatın ya da hepsini anlatmayın.
4 - Hazır mesajlar ya da kalıplaşmış sözlerle cevap vermeyin
Duygularınızı anlatan gülücük simgeleri kullanmayın. Çoğu ilişki işareti yüzünden başlamadan bitiyor. En iyisi siz onu geri arayın.
5 - Pinti olmayın
Buluşmalarınızda sinema bileti alma taksi parası ödeme kafede hesabı ödeme zamanı geldiğinde cimri davranmayın.
6 - Çantasını taşıyın
Çantası ağırsa çantasını taşımaktan çekinmeyin. Bir yere girerken ilk olarak onun geçmesini bekleyin. Kaldırımın yola bakan tarafından siz yürüyün ancak tüm bunları aptal durumuna düşmeden yapın.
7 - Bunları yapmayın
Parmakları iç içe geçirerek tutuşmak insanların içinde homurdanmak seksi gıdıklamalar sütyeni çekip bırakma gibi şeyler yapmayın.
8 - Bunları yapın
Bir kadın sıkı bir tutuş yumuşak bir el samimi ve doğal bir duruş (utandırmadan banyoya yürümek) açık ve keyifli cinsel sohbetler vücudu üzerinde istekli bakışlar ister.
9 - Ona eski kız arkadaşlarınızı anlatın
Dikkatli olun. Çok fazla detay sizin idam edilmenize neden olabilir. Eski sevgilinizi ne çok kötüleyin ne de çok övün. Orta noktayı bulara onu anlatın.
10 - Eleştiri
Neden onun arkadaşlarından, işinden, evinden, sofrasından hoşlandığınızı anlatın. Ancak her durumda onun ne kadar güzel ve vücudunun ne harika olduğunu söyleyin. Gözünüz ondan başka bir şey görmesin tamam mı?
İlk Çıkma
Bu ilk çıkma olayı tamamen bir sırat köprüsü gibidir. Geçerseniz sizi kimse tutamaz, düşerseniz olayınız biter. O yüzden çok dikkatli olmanız gerekir. Burada dikkat edilecek noktaları da size söylüyorum. Siz bu yazıyı bitirdikten sonra hala kız tavlayamadıysanız gözüme görünmeyin! Neyse ne demiştik? Heh! Bakın bu ilk çıkılan gün inanılmaz önemlidir. Öncelikle kıza ''hadi yarın şuraya gidelim mi?'' sorusunu yöneltmeden önce yapmanız gereken çok önemli bir şey var. Kızla nereye gideceğinize karar verin! Büyük ihtimalle kızla gidilecek çok fazla yer bilmiyorsunuzdur. Olsun, bilmemek değil öğrenmemek ayıp. Kızla gideceğiniz yere karar verirken şunlara çok dikkat edin:
1. Kızla ilk buluşmanızda sakın yemeğe gitmeye kalkmayın. Bunun bir sürü sebebi var! Birincisi zaten kızın yanında hiç bir şey yiyemezsiniz. Ağzıma ketçap bulaştı mı? Ulan bu garson niye benim manitaya bakıyor? Niye bu restaurantta peçete yok? Bir şey söylesem kızın iştahı kaçar mı acaba? Ve bunun gibi binlerce soru yemek boyunca beyninizde yankılanır. Bunun çok doğal bir sonucu olarak panik yaparsınız ve korktuğunuz başınıza gelir. Yani ağzınıza ketçap bulaşır, üzerinize yemek dökersiniz, içecek bardağını devirirsiniz ve bütün bunların sonucunda kız sizi (haklı olarak) daha ilk buluşmada terk eder. O yüzden bunu aklınızdan çıkarın. Hatta benim tavsiyem sadece ilk buluşmada değil, kız ''Hadi yemeğe gidelim'' demeden hiçbir zaman bir yere yemeğe gitmeyin. Gidecekseniz de fast food bir restauranta gitmek ve hamburgeri ketçapsız ve mayonezsiz yemeniz sizin için en hayırlısı.
2. Kızların hepsi inanılmaz lüks yerleri severler. Ve hepsinde yabancılara (özellikle avrupa) hayranlık vardır. O yüzden ilk buluşmanız için en ideal yer Avrupai bir şekilde dizayn edilmiş bir Cafe'dir. Eğer İstanbul, Ankara ya da İzmir'de oturuyorsanız böyle bir cafe bulmak çok kolaydır. Özellikle İstanbul'da, Kadıköy ve İstiklal caddesinde adım başı böyle yerler vardır. Böyle bir Cafe'de sizi en çok zora sokacak 2 şey vardır:
a. Fiyat listesi!: Cafe'de 2-3 saat oturup bütün bir haftalığınızı oraya bırakmak sizin canınızı oldukça sıkacak.
a. Etraftaki güzel kızlar!: Böyle Cafe'lere gelen kızlar o kadar güzeldir ki kafayı yersiniz, sakın ilk çıkmanızda başka kızları kesmeyin. Kızı delirtirsiniz. Kız da sizi terkeder. Bu arada belirtilmesi gereken bir diğer nokta da bu gibi cafelerin % 90' ına girebilmek için sevgilinizin (ya da başka bir kız) olması gerektiğidir. Burada nasıl davranacağınızı ise ''Cafe'de nasıl davranılır?'' bölümünde uzun uzun inceleyeceğiz.
Kızla buluşacağınız yerle gideceğiniz cafe arasında asla fazla mesafe olmasın! Yok yere bir de taksi parası vermeyin.
Kıza sakın "Şu cafeye gideceğiz" demeyin. Önce kıza ''yarın buluşup gezelim mi?'' diye sorun. O da size ''Nereye gideceğiz?'' sorusunu yöneltecektir. Siz de ''Sen bilirsin ya! Bana her şey uyar'' rolüne girin. Kızlar bu role karşılık genelde ''Sen karar ver'' der. Ama bazı kızların (nadir de olsa) "şuraya gidelim, orası çok güzel" dediği de görülmüştür. Eğer kız "Sen karar ver" derse sizin zaten hazırda gitmeyi düşündüğünüz bir cafe var! Ama kız "Şuraya gidelim!" derse, hemen dediği yere gidin ve bir ön araştırma yapın. Bunun neden gerektiğini ise bir örnekle açıklayayım! Hadi diyelim ki siz oraya ilk defa gidiyorsunuz. Garson geldi ve "Ne alırdınız" diye sordu. Sizde mesela kahve söylediniz. Kahve geldi ama fincanın yanında şeker yok. Ne yapacaksın şimdi? Yanında kız var, o yüzden garsona "Abi bana şeker getirir misin?" de diyemezsin. O acı kahveyi içmek zorunda kalırsın. Zaten heyecanlısın! Ama bir gün önceden aynı Cafe'ye gitmiş olsaydın bu Cafe'de şekerin masada bulunduğunu biliyor olacaktın. Yanında kız olduğu için heyecandan göremedin. Dediğim gibi, benim sözümü dinle ve kız böyle bir şey derse git ve Cafe'yi bir kontrol et.
Kızla buluşacağınız saati çok iyi seçin. Bu kızların hepsinin akşam ezanı okunurken evde olma mecburiyeti vardır. O yüzden en geç öğlen 1'de buluşun.
O gün ne giyeceğinize çok önceden karar verin. Sonra bi eau toillete (bak parfüm değil) alın. Bu size çok lazım olacak! Ben orjinal Brut'ü tavsiye ederim. Sakın eau toillete'i fazla sıkmayın, çünkü bunun tek özelliği kokusunun erkekler tarafından alınamaması. Ve fazla sıkarsanız kızı rahatsız edersiniz.
Son olarak, ilk buluşmaya giderken sakın yanınızda prezervatif götürmeyin. Nasıl olsa hiçbir şey yapamayacaksınız. Verdiğiniz paraya yazık.
Şimdi artık kızla çıkmaya hazırsınız.
6. CAFE'DE NASIL DAVRANILIR...
Tüm bunları uyguladıktan sonra olayın pis kısmına gelmiş bulunuyoruz. Cafe'ye gittiniz. Kapıyı açın önce kız geçsin! Sonra uygun bir yer bulup oturun. Kızla havadan sudan ilk muhabbeti yapın. Bu sırada garson çoktan gelmiş olacak. Size büyük ihtimalle ansiklopedi gibi birer menü verecekler. Bu tarz cafelerde en uyuz konu "ne alacağım lan ben şimdi?" sorusudur. Bunu da açıklıyorum! Sakın kıza hava atacağım diye bilmediğiniz bir şey ısmarlamayın! Mesela Guatemela Kahvesi diye bir şey gördün ve onu istedin diyelim. Direk babalara gelirsin! Çünkü bu kahve filtre kahvedir ve özel bir makineyle birlikte masaya gelir. O makineye 5 dakika sonra basıp kahveni fincana koyarsın. Ama eğer biraz fazla basarsan makine fışkırır. Bu da kızın sizi terketmesi için yeterli bir nedendir. Neymiş? bilmediğimiz şeyleri söylemiyormuşuz. Ayrıca erkekler tarafından yapılan en büyük aptallıklardan biri de kız bir şey istedikten sonra "aynısından" demektir. Sakın böyle bir şeye kalkışmayın. Siz en iyisi menüyü uzun uzun inceledikten sonra çay içmek istediğinizi söyleyin! Garson "Ne çayı?" diye sorarsa "Rize çayı" diyin bu hem kızı güldürür, hem de Rize çayı güzel bir çaydır. Niye içeceklerden bahsettiğimizi de açıklayayım. Bu tarz Cafe'ler inanılmaz pahalıdır. Yani az önce söylediğiniz çay bile sizi finansal açıdan göçertir. O yüzden başka bir şeye özenmeyin. Efendi gibi çayınızı için! Siparişinizi verdiniz, sıra geldi konuşulacak konulara. Öncelikle konuşurken sürekli gözlerinin içine bakın! Ve sakın masadaki bir şeyle oynamayın. İlk bir kaç dakika geyik yapın, okuldan, derslerden bahsedin! Sonra da o gün neden orada olduğunuzu kıza açıklayın. Yani ondan ne kadar çok hoşlandığınızdan falan bahsedin. Ama sakın bu sırada geyiğe vermeyin. Kız en geç bu dakikalarda sizin ondan önce kaç kızla çıktığınızı soracaktır. Hiç tereddüt etmeden "15-16" diyin. Kız zaten bu eski ilişkileri umursamaz ama ola ki sorarsa ikinci kuralımızı uygulayıp uydurun. Kesinlikle uydurduğunuzu düşünmeyeceklerdir. Ama mesela tutup ta kıza gerçeği söylerseniz, yani ilk çıktığınız kızın o olduğunu öğrenirse direk olarak sizi terkeder. Kızlar acemi erkekleri hiç sevmez. O yüzden siz beni dinleyin ve uydurun.
Kızla ilk buluşmanızda aşağıdakine benzer bir konuşma yapın. "İnan her an seni düşünüyorum, o güzel gözlerini düşündükçe tarifi imkansız bir huzur doluyor içime, hele gülüşün yok mu; karanlık gecelerin soğuk rüzgarlarında donmaktan koruyabilecek tek ateş misali ısıtıyor içimi. Birden hayatım değişti, inan senden önce bu kadar fazla ilişkim olmasına rağmen hiç kimseyi bu kadar sevmedim. Ne olur sen son ol. Diğerleri gibi ihanet etme bu büyük sevgime..." Bunu uydurabilme kabiliyetinize göre arttırın. Kızın gözlerinin içinin parladığının ve gitgide size daha yakın davranmaya başladığının farkına varacaksınız. Bu konuşma kızın sizi aklından çıkaramamasını sağlayacak olan bir bilinçaltı komutudur. Denenmiş ve sonuçlarda herhangi bir aksaklığa rastlanmamıştır. Yalnız bu konuşma kızın sizi en fazla iki gün düşünmesini sağlar, daha sonra kız bunların hepsini unutur (salakların beyin kapasitesi biz erkekler gibi yıllar önce olan bir konuşmayı bile hatırlayacak kadar geniş değildir) Bu yüzden konuşmanın 2 günde bir tekrarlanması ilişkinin geleceği açısından çok önemlidir.
Bayağı bir konuşup kızın eve gidince de sizi düşünmesini sağladıktan sonra artık cafeden ayrılma vakti gelmiştir. İşte olayın en pis tarafı! Nasıl hesap isteyeceksin? Garsonu masaya çağırıp alçak sesle " Hesabı alabilir miyim?" deyin. Kız milleti hesap gelince hemen atlar "Ben veriyim " diye. Sakın bunu ciddiye almayın. Kesin trip yapıyordur. Kız milleti gittiğiniz her yere hesabı sizin ödeyeceğinizi düşünerek gider. Ama hesap geldiğinde ezilmemek içinde "Ben vereyim" rolüne girerler. Bunun her zaman rol için yapıldığını sakın unutmayın. Hesabı özellikle ilk seferde mutlaka siz ödeyin. Kız kesinlikle itiraz edecektir, bu durumda da ,eğer kız çok ısrar ederse "Bir dahaki sefere sen ödersin" deyip konuyu kapatın.
7. KUMPAS KURMA
Tamam, kızı tavladınız, bir kere çıktınız ama daha adam olamadınız. Şimdi sıra geldi kıza kumpas kurma yöntemlerine! Zira siz bu kadar şeyi gidip kızla cafede bir bardak çay içmek için yapmadınız herhalde) Sizin amacınız baştan beri belli. Şimdi gelelim bu amacınızı gerçekleştirmeniz için gereken taktiklere.
Öncelikle bilmeniz gereken şey; sizin daha önceden erotik içerikli gazetelerin verdiği eklerde ve çeşitli porno dergilerin forum köşelerinde okuduğunuz fantezilerin gerçek hayatla hiçbir alakası olmadığıdır. Bunlar tamamen uydurma şeylerdir. Kız asla ve asla size kumpas kurup sizi eve atmaz. Bunu sizin yapmanız lazım.
Kızla sevişmek istiyorsanız kızların her zaman için "Millet görse ne der?" kaygısı sahibi olduklarını kesinlikle aklınızdan çıkarmamalısınız. Bu yüzden daha önce de söylediğimiz gibi; sakın kızı topluma açık mekanlarda taciz etmeyin. Daha da önemlisi kızı sakın kendi arkadaşlarının yanında taciz etmeyin. Zaten isteseniz de yapamazsınız. Bunu bilen kız milleti, genellikle sizinle baş başa kalmamak için elinden geleni yapar ve buluşmalarınıza genellikle kendisinden çok daha salak bir arkadaşıyla beraber gelir. Kızı yalamak istiyorsanız öncelikle bu ultra salak arkadaşı (ki biz buna halk arasında kuyruk diyoruz) egale etmek gerekir. Bunu yapmak için en kolay taktikleri de açıklıyoruz.
Kız buluşmalarınıza yanında kuyrukla geliyorsa "kısasa kısas" deyin ve siz de buluşmalarınıza kankanızla beraber gidin. Bu kankanıza gitmeden önce "oğlum benim manitanın bi kız arkadaşı var; ben onu sana ayarladım ama iş artık tanışmanıza kalıyor. Kız biraz salak gibi gözüküyor ama bakma sen, benim hatun onun için "inanılmaz azgın" dedi. "Bu kıyağımı da unutma heee!" şeklinde gaz verin. Tamam kabul ediyoruz bu biraz ****liğe girer ama napalım artık. Bu kankanızla birlikte gittiğiniz buluşmanızda, kızı "Gel bakayım sana ne anlatacağım" şeklinde bir hitap şekli kullanarak soteye çekin. Ondan sonra yavaş yavaş saçlarını okşayıp kulağına onu ne kadar çok sevdiğinizi fısıldayın. Önemli not: Sakın kızın kulağına tükürme gafletine düşmeyin. Sonra yavaş yavaş ellerinizle kızın boynunu okşayın. Bu sırada kızın kulağına onunla ne kadar mutlu olduğunuzu fısıldayın. Bu sırada yılların abazanı bünyeniz daha bir azacak, vücudunuzdaki bütün kan aynı yere toplandığından dolayı beyninize kan gitmeyecek ve düşünemeyeceksiniz. O yüzden şimdiden hatırlatıyoruz. Sakın ola bu esnada fazla ileri gitmeyin. Siz zaten az önce yaptıklarınızla kızı azdırdınız. Kız eve gittiğinde sürekli sizin dokunuşlarınızı düşünecek ve kendinden geçecektir. Ama şu an sizin dönmenizi bekleyen iki büyük soruna sahipsiniz: Kankanız ve ultra salak kuyruk) Onları daha fazla bekletirseniz kıllanır ve yanınıza gelirler. Bu da sizin açınızdan çok kötü olur. Siz nasıl olsa amacınıza ulaşıp, kıza "seninle yatmak istiyorum" bilinçaltı mesajını verdiniz. Eğer buluşmalarınıza kuyrukla geliyorsa bu problemi de aştınız. Ama kumpas kurma taktikleri burada bitmiyor tabii ki.
Kızlar genellikle ne kadar azgın olurlarsa olsunlar, (ki hepsi zannettiğinizden daha azgındır) bunu size belli etmemek için ellerinden gelen her şeyi yaparlar. Ama kızı bir şekilde tufaya getirip, toplum içerisinden uzaklaştırıp baş başa kalmayı başarabilirseniz hayatınızın en büyük dumurunu yaşarsınız. Çünkü bu salak kız milleti etrafınızda başka birileri varken sürekli "ayy yapma lütfen!" tribine girmelerine rağmen baş başa kaldığınızda resmen üstümüze atlarlar! asıl iş kızla gerçek manada baş başa kalabilmektedir. Bunu nasıl yapacağınızı da açıklıyoruz.
8. KIZ EVE NASIL ATILIR?
Kıza bir şekilde kumpas kurup eve attınız mı işiniz kolaylaşır. Ama kıza "hadi gel eve gidelim" diyemezsiniz. Bunu dolaylı yollardan söylemeniz lazım. Ama öncelikle halletmeniz gereken bir sorun var; o da kızı hangi eve götüreceğiniz. Yani çoğunuz hala ailesiyle yaşıyor ve genellikle bu ebeveynler evi boş bırakmazlar. Yapabiliyorsanız kendi evinizi boşaltıp kızı kendi evinize getirmeniz en mantıklı şeydir. Ama çoğunuzun böyle bir imkanı yok. Ama yinede yapmanız gerekenleri biliyoruz.
Evi boşaltamayacaksanız, elinizde tek bir çözüm var; o da kızı başka bir arkadaşınızın evine götürmektir. Bu arkadaşınızın yalnız yaşayan bir tip olması menfaatiniz icabıdır. Ama bu yalnız yaşayan arkadaşınız size evi hemen "Buyur abi ne demek " şeklinde şak diye vermeyecektir. Önce bu arkadaşınızın gönlünü almalısınız. Açıkçası rüşvet vermelisiniz. Kızı götürmeden önce, gidip bayağı bir içki, meze falan alıp arkadaşınızı ziyarete gidin. Sizi kapıda elinizde poşetlerle gören arkadaşınız amacınızı dank diye anlar. Ama size belli etmez. Arkadaşınızla muhabbete başlayın. Bir yandan için, bir yandan geyik yapın. Bu sırada arkadaşınıza müjdeli haberi verin. Ama bunu emrivakiye getirin ki herifin itiraz etme şansı kalmasın. "Oğlum ben bu hafta sonu buraya kız atacağım, sorun çıkmaz değil mi?" sorusu bu iş için en ideal cümledir. Herif alkolünde verdiği yavşamayla kesin kabul eder. Sonra arkadaşınızla vedalaşıp evden ayrılın. Sakın herife "oğlum evi topla heeee" şeklinde bir şey söylemeyin. Herif "he he" diyecektir. Ama siz kızla geldiğinizde evi yine aynı halde görürsünüz. Kızla gideceğiniz evin temiz olmasını istiyorsanız, o gün erkenden eve gidip arkadaşınıza gaz vererek birlikte evi toplamalısınız. Neyse artık ev sorununu hallettik. Ama şimdi karşımızda daha büyük bir sorun var. Kızı o arkadaşınızın evine nasıl götüreceğiz?
Bunun için en kolay yol kıza o en samimi(!) arkadaşınız hakkında atıp tutmak ve kızın o arkadaşınızı merak etmesini sağlamaktır. Unutmayın insanın başına ne gelirse meraktan gelir. Şimdi kızın yanına gidin ve "Bizim bir arkadaş var Ahmet diye, bu var ya manyak bir tip. Herif resmen aşmış. Cem Yılmaz falan hikaye. Bu bir başlıyor anlatmaya biz gülmekten kırılıyoruz. Nerden buluyor çok merak ediyorum valla. Ayrıca sadece komik olsa yine iyi. Aynı zamanda şakır şakır İngilizce, Almanca ve Fransızca konuşuyor. Bilgisayar desen zaten olayı bitirmiş. Hele bir gitar çalıyor var ya, görsen kafayı yersin..." gibi uzayıp giden bir hikaye uydurun. Emin olun kız bunları duyunca içten içe Ahmet'i(!) merak edecek ve bunu size "iyi, tanıştır o zaman bizi" şeklinde yansıtacaktır. Siz de hemen "Bir gün ona oturmaya gideriz zaten yalnız yaşıyor" diye cevap verin. Kız ne diyeceğini şaşıracak. "Gitmeyelim" diyemez, çünkü tanışmayı o istedi. İşte bu kadar. Sıra geldi kızı Ahmet'e oturmaya(!) gitmeye ikna etmeye.
Yine bir gün kızla buluşun. Ama o buluşmanıza her zamankinden çok daha hazırlıklı gidin. Cüzdanınızda mutlaka bir prezervatif olsun. Ben size üzerinde mavi Porshe resmi olan Durex marka prezervatifi öneririm. Çünkü resmen en iyi prezervatif bu. Tabi ki Durex bize reklam için para vermedi, biz sizin iyiliğiniz için bütün hepsini denedik. En iyi performans bunda. Peki prezarvatifleri test ederken hangi kıstasları mı kullandık? En önemlisi hissedilmektir. Çünkü hissedebilmek her şeydir))) Valla Durex'ten reklam için para almadık lan. Ayrıca prezervatif bütün süper marketlerde ve eczanelerde bulunuyor. Ama bize gelen maillerden öğrendiğimiz kadarıyla çoğu arkadaşımızın prezervatif satın almaktan utandığı gerçeği var. Böyle bir sorununuz varsa gidin bir süper markete bir kaç bir şey alın ve sepete bir kutu da prezervatif atın. "Fiyat niye bu kadar pahalı" diye sormayın. Unutmayın; kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez. Neyse bu konuda unutmamanız gereken son şeyse prezervatifi kızın yanına kutuyla götürmemektir. Biz denedik. Çok feci ürküyorlar))) Cüzdanınızda bulunması gereken diğer önemli şey ise en az iki adet sigara. Çünkü birazdan arkadaşınızın evinde sigara bitecek (niye acaba?))) ) ve siz kızla seviştikten sonra mutlaka sigara içmek isteyeceksiniz. O yüzden bunu sakın ihmal etmeyin. Bu buluşmanıza giderken ayrıca manyak bir eau de toilette alıp sıkmanızı tavsiye ederiz. Artık hazırsınız. Bir cafeye gidip oturun falan. Ama bu sefer buluşacağınız yer arkadaşınızın evine çok yakın olsun. Cafe'de biraz takılıp çıkın. Sonra yine kıza "Biraz yürüyelim mi?" şeklinde gaz verin. Yürürken gideceğiniz istikamet tabii ki arkadaşınızın evi olacak. Siz zaten arkadaşınıza o gün geleceğinizi söylemiştiniz. Arkadaşının evinin önüne geldiğinizde kıza "Dur bir arkadaşa uğramam lazım" şeklinde bir şey söyleyip arkadaşınızın evine girin. Sonra arkadaşınız sizi görünce gelin bir kahvemi için rolüne girsin. Bunu da daha önceden arkadaşınıza söyleyin. Siz içeri girince kıza "İşte sana sürekli bahsettiğim kanka var ya, işte bu o" diye arkadaşınızla kızı tanıştırın. Burada unutmamanız gereken en önemli şey kızın evde asla bir şey içmeyeceğidir. Bunun nedeni ise, sadece Türk filmlerindeki eve atılan kızın çayına, uyku ilacı atıp kızın ırzına geçme sahneleridir. Dünya üzerinde hiç bir uyku ilacı kızı o derece uyutamaz. Ama kız milleti bu salak yeşilçam senaryolarına hiç kuşkusuz inanırlar. Ne kadar salak olduklarını buradan anlayın artık. Sakın kıza bir şey içmesi için ısrar etmeyin. Neyse arkadaşınız bir kaç dakika sizle birlikte takılsın. Ve aniden evde sigara bitsin. Nasıl yapacağınız size kalmış. Sigara bitti bahanesiyle arkadaşınız bir koşu markete kadar gidip bir paket sigara alsın gelsin. Tabi, herif köşedeki markete kadar gitmek üzere evi terkedecektir. Bundan sonra işiniz çok daha kolay.
Şimdi asıl işiniz başladı. Arkadaşınız gittikten sonra kıza biraz daha yanaşın. Kendini geri çekiyorsa hemen ısrar etmeyin. Biraz saçlarını okşayın ve kulağına tatlı aşk sözleri fısıldayın. Bu kız milletini inanılmaz tahrik eder. Kızın yüz ifadelerine çok dikkat edin. Kızın yüzü kızarmaya başlamışsa kıvama gelmiş demektir. Yavaş olun. Olayı abartmayın. Sonra yapışın dudaklarına. Daha önce hiçbir kızla öpüşmemiş olmanız sorun değil. Kız bunu asla anlayamaz. Anlıyorsa zaten çok şanslısınız, birazdan şov başlıyor. Kız sizin yaptığın her harekete "yapma lütfeeeen" şeklinde yanıt verir. Sakın bunu ciddiye almayın. Bu en meşhur kız rolüdür. Kız ne kadar profesyonel olursa olsun, bu rolü her zaman yapacaktır. Neyse kızı öperken yavaş yavaş altınıza alın ve devam edin. Bu sırada kız kendinden geçecektir. Eğer bu ilk olayınızda ciddi manada bir ilişki yaşayacağınızı sanıyorsanız kesinlikle yanılıyorsunuz. Zira kız siz biraz ileri gidince "Yapma lütfen ben bakireyim" moduna girerler. Bu durumda da sizin bütün iştahınız kaçar. Olay orda biter. Şimdi çıkarın cüzdanınızdan sigarayı ve bir sigara yakın. Sonrada kıza dönüp "seni seviyorum" deyin. Siz ilk seferlik bu kadarla yetinin. Gerisi gelecektir. Artık sık sık bu arkadaşınıza uğrayacaksınız. Bundan şüpheniz olmasın. Peki niye gidip prezervatif aldık diye soranlar için söylüyorum; kızların ne zaman ne yapacakları asla belli olmaz, ya kız verseydi... Sen her zaman tedbirli ol da. Bu durumdayken her kız tabii ki yukarıda anlattığımız kadar çabuk ikna olmaz. Yukarıda anlattığımız şey olayın en iyi ihtimalle nasıl gelişeceğiydi. Şimdi biraz daha negatif şeylerden bahsedebiliriz. Kızın yapacağı en büyük kıllık, "Lütfen yapma! daha hazır değilim" cümlesidir. Bunun öztürkçesi "Ben senin gibi ne abazanlar gördüm, dur biraz da kendimi naza çekeyim" dir. Bu sözü söyledikten sonra kızın üstüne gitmek kızın sizden soğumasına neden olacaktır. Siz bunu duyduktan sonra hiçbir şey yokmuş gibi davranın. Bu eve bir dahaki gelişinizde mutlaka amacınıza ulaşacaksınız. Güvenin bize ve biraz sabredin.
Diğer bir kıllık ise "Ben senin bildiğin kızlardan değilim" cümlesidir. Bu cümle genellikle salaklık ve abazanlık derecesi eşit kızlar tarafından sarfedilir. Bu cümlenin öztürkçesi ise "Bak ben senden 10 kat daha fazla istiyorum, ama biraz yaparsam kendimi tutamam ve gerisi gelir, o zaman da annem duysa kızar, babam duysa keser" dir. Bu durumda kızın üzerine gidilebilir. Kız sizi ittirip "Tamam yeter lütfen" deyinceye kadar abartılabilir. Daha fazla ileri giderseniz tokat yersiniz. Sizinde rahatlıkla tahmin edebileceğiniz gibi kızın burada sizi sürekli reddetmesinin nedeni kendine hakim olamamaktan korkmasıdır. Kızların üzerinde toplumsal baskı zannettiğinizden çok daha fazladır. Ve böyle bir korku taşımaları çok normal. Ama bir kaç kez bu eve geldikten sonra olaya en çok adapte olan kızlarında bunlar olduklarını belirtmekte fayda var.
Kızların yaptıkları en alışılmış şeyler bunlardır. Ama bazı salaklar (Salaklık derecelerine bağlı olmak üzere) daha değişik bahaneler uydurabilirler. Sizin bilmeniz gereken tek şey, kız orada ne söylerse söylesin trip yaptığıdır. Ancak tek bir cümle doğru olabilir o da biraz seviştikten sonra söyleyecekleri "Bugün olmaz!" cümlesidir. Eğer kız bu cümleyi kurduysa harbiden o gün olmaz. Bu cümlenin öztürkçesi ise "Regl oldum" dur. Ve bu gayet doğal bir kızsal mazerettir. Eğer kız bunu söylediyse sakın üstüne gitmeyin ve günün tarihini mutlaka bir kenara not edin. Çünkü bu kız 28 gün sonra tekrar regl olcak ve sizde o gün kızı eve atmak gibi bir salaklık yapmayacaksınız. Yalnız dikkat edin bir ay değil 28 gün. Ama haftaya aynı eve gelip kızla moda girmeye başladığınızda bambaşka bir kızla karşılaşacaksınız. Bunun nedeni de şu: kızların regl dönemlerinin hemen sonrasında her zamankinden daha azgın oldukları bilimsel olarak kanıtlanmış bir şeydir. Yani ne yapıp edip bir şekilde kızın hangi tarihte regl olduğunu mutlaka öğrenmelisiniz. Sakın sormayın; cevap vermezler. Hatta %90'ı regl olduklarını bile inkar ederler. Çünkü bu kızlar için çok utanç verici bir şeydir.
Bu işi de alnınızın akıyla aştınız. Kız bir kere o eve geldi ya, artık siz ne zaman o arkadaşınızın adını ansanız kız sizin sevişmek istediğinizi anlayacaktır. Kızlar sevişmek istemeyen yaratıklardır gibi bir düşünceye sahipseniz hayatınızın en büyük yanlışını yapıyorsunuz. Siz bir kere istiyorsanız onlar on kere ister. Ama bunlar kendilerini ağırdan satma rolüne girdiklerinden, bunu size belli etmemek için ellerinden gelen her şeyi yaparlar, ama siz gerçeği biliyorsunuz. O yüzden kızı her türlü eve atabilirsiniz artık. Ama şimdi dikkat etmeniz gereken bir şey daha var. Bu arkadaşınıza her zaman işiniz düşeceğini sakın aklınızdan çıkarmayın. O yüzden sürekli olarak gidip bu arkadaşınızın gönlünü hoş edin. Yoksa herif haklı olarak birkaç seferden sonra size uyuz olur ve size evi vermemek için türlü bahaneler uydurur. Yalnız yaşayan tiplere için yapabileceğiniz en büyük kıyak sevgilinizin en yakın arkadaşını bu herife ayarlamaktır. Tabi ki siz bunu yapmak için uğraşmayacaksınız. Siz sadece gidip kendi salak kız arkadaşınıza "Senin kankiyle benim kanka çıksa ne süper olur" değil mi şeklinde gaz verin. Gerisini kız halleder zaten. Aynı zamanda bu soru kızın kendisinden çok daha salak kankisi tarafından kıza hemen hemen her gün soruluyordur. Yani kısacası bu salak kızlar en yakın arkadaşlarının sevgililerinin en yakın erkek arkadaşlarıyla çıkmayı bir marifet sanırlar. Ve sizin de rahatlıkla anlayabileceğiniz gibi kız buna zaten dünden hazırdır. Bu işlemi yaparak yine bir taşla kuş katliamı yapacak ve kendinizi sağlama almış olacaksınız. Yani hem bu kuyruk mevzuundan, hem ev sorunundan, hem de arkadaşınızın abazanlık sorunundan kurtulacaksınız.Kaynakwh webhatti.com:
ALTERNATİF KIZ ATMA TAKTİKLERİ...
Öncelikle kesinlikle aklınızdan çıkarmamanız gereken şey kızı eve atmanın zannettiğinizden çok daha zor olduğudur. Bunun için de onlarca taktik geliştirdik tabii. İhtiyacınıza göre aşağıdakilerden bir veya bir kaçını kullanabilirsiniz. Kızı eve atmanızın nedeni bariz. Öyleyse en çok efor sarf etmemiz gereken konu da bu. Şimdi gelelim taktiklerimize.
1. Doğum Günü Olayı: Kızı eve atmanız için en etkili yöntemlerden birisi "doğum günü partileri"dir. Bu konuda önünüze bir kaç seçenek çıkar:
Kızın doğum günü: Bu doğum günü kızın kendi evinde kutlanacaksa kızla en fazla dans edersiniz. Hediyeye vereceğiniz paranın boşa gideceği yetmiyormuş gibi bir de evde şekilden şekile girersiniz. Deplasmanda olacağınız için pek şansınız yok. Önermiyoruz. Ama şöyle olabilir. Kızın doğum gününü başka bir arkadaşınızın evinde kutlayın. O zaman başka tabi. Süper dakikalar yaşayabilirsiniz.
Sizin doğum gününüz: Kızla baş başa kalabilmek için en iyi yöntemlerden biridir. Doğum günü partiniz için pasta, kola, çerez vb. alın. Kıza da parti olduğunu söyleyin ve "gelmezsen partinin bir anlamı olmaz" diye de gaz verin. Doğum gününüze kızdan başka kimseyi çağırmayın. Bu salak kız ise kalabalık bir partiye geleceğini sansın. Kız ilk olarak gelmişte diğer arkadaşlar gecikmiş rolüne yatın. Sonra da action Tabii bu arada size söz verip de gelmeyen tüm arkadaşlarınıza lanetler yağdırın. Ya da hiç kasmayıp kıza "yarın doğum günüm ve ben seninle baş başa ve romantik bir şekilde kutlamak istiyorum " diyin. Büyük ihtimalle kabul edecek ve tuzağınıza düşecektir.
Aslında doğum günü olmayan arkadaşınızın doğum günü: Başlıktan da anlayabileceğiniz gibi yine yalan uyduracağız. Kıza şöyle bir yalan uydurun. "Çok samimi bir arkadaşımın doğum günü var; birlikte gideriz di mi aşkım? N'olur beni yanlız bırakma! Herkes sevgilisiyle gelecek". Kız bunun onu eve atmak için yapılmış bir tuzak olduğunu aklından bile geçirmeyecektir. Kızı gelmeye ikna ettikten sonra hemen boş bir ev ayarlayın bir kaç arkadaşınıza da "parti var abi" gibisinden gaz verin. Kesin bu fırsatı kaçırmayacaklardır. Kız sizin arkadaşınızın hangi gün doğduğunu bilemeyeceğine göre arkadaşınız bugün benim doğum günüm/babamın öldüğü yaştayım geyiği yapacak. Kızlar asla "göster lan kimliğini" diyebilecek zekaya sahip değildir. Bu açıdan korkmanıza hiç ama hiç gerek yok. Bu parti işi size gereğinden fazla pahalıya malolacak. Ama ne demiştik; kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez. Böyle bir partide daima içki içebilirsiniz. Çünkü bu sizin değil arkadaşınızın doğum günü. Kız her ne kadar "ben içmeyeceğim!" dese de mutlaka biraz içecektir. İçmesi sizin açınızdan çok iyi olur. Bu salaklar içince hemen verirler. Kızı o eve getirdiyseniz ve bir de içirmeyi başardıysanız olay tamamdır. Her türlü doğum günü partisinde...
Bir kıza nasıl çıkma teklif edilir
"Standartlar" adlı en baştaki yazıyı okumuşsanız yeteri kadar bilgi almışsınızdır. Ama bu kadar bilgiyi almış olmanız kızın sizinle çıkması için yeterli değil. Çünkü daha kız sizin ondan hoşlandığınızı bile bilmiyor. Bunu kıza bir şekilde söylemeniz lazım. Ama nasıl? Tabi ki taktik bizden. Şunu sakın unutmayın; çıkma teklifi olayın en önemli kısımlarından biridir. Siz kızı ne kadar tavlarsanız tavlayın, kızın üzerinde ne kadar büyük bir imaj bırakırsanız bırakın, kıza doğru yerde, doğru zamanda ve doğru şekilde çıkma teklif edemezseniz olayınız biter. O yüzden bu bölümü çok ama çok dikkatli okuyun.
Bir kere en başta bilmeniz gereken şey, kızların daima sürü halinde dolaşan yaratıklar olduklarıdır. Ve en başta da söylediğimiz gibi, kızların en büyük korkusu; arkadaşlarının alay konusu olmaktır. O yüzden çıkma teklif edeceğiniz kızı mutlaka yalnız başına yakalamalısınız. Ama bunlar tuvalete bile birlikte giderler. O yüzden bir şekilde kızı sürüden ayırmanız lazım. Bunu nasıl yapacağınıza gelince:
Önce kızın yanına gidin, her zamanki klasik muhabbetinizi yapın ve kıza "Seninle biraz konuşmamız lazım?" deyin. Bu cümlenin Türkçe'ye tam çevirisi "Benimle çıkar mısın?" dır. Bütün kızlar bunun ne anlama geldiğini bilir ve kız eğer "konuşalım" derse olay bitti; kızla çıkıyorsunuz. Ama kız "Ne konuşacağız?" diye bir soru sorarsa daha kızı tavlayamamışsınız demektir. Sakın o gün çıkma teklif etmeyin. Biraz daha uğraşmanız lazım. Kurallarımızı baştan okuyun. Ama kızla konuşmanız lazım. Hemen ikinci kuralımızı uygulamaya sokun ve başlayın uydurmaya: "Ahmet'e bugünlerde noluyor anlamıyorum. Bana çok soğuk davranıyor. Sence ne yapmalıyım" diye bir soru yöneltirseniz kız asla kıllanmayacaktır. Kız sizi dinlemek için suratınıza salak salak bakmaya başlamışsa konuya başlayabilirsiniz demektir. Burada yeri gelmişken uyaralım: Kızı ikna etmeniz gerekebilir ve bu soruyu aynı kıza ikinciye sorma şansınız yok. O yüzden özellikle liseli arkadaşlar için söylüyoruz: Kıza çıkma teklif edeceğiniz zaman ikinizin de vakti geniş olmalı. Yani 5 dakikalık teneffüste olacak bir iş değil. Liseli arkadaşlar öğle tatilinde yada okul çıkışı bu işe kalkışsalar kendileri açısından çok daha iyi olur. Neyse, kız sizden bir şeyler anlatmanızı bekliyor. Zaten kız da biliyor o sırada sizin ne söyleyeceğinizi, ama bunu mutlaka sizin söylemeniz gerektiğini düşünürler. Bu esnada sakın panik yapmayın. Direk olarak "Benimle çıkar mısın?" demek aptallığına ise hiç ama hiç kalkışmayın. Kızın çıkacağı varsa da çıkmaz. Şimdi derin bir nefes alın ve kıza dönüp aynen şunları söyleyin, sakın değiştirmeyin. Bugüne kadar bu durumdayken bu cümleleri sarfettiğimiz hiçbir kız bize hayır demedi. "Bak Ayşe(tabii ki Ayşe ismi burada örnek, bunu değiştireceksiniz ))) ) sana uzun zamandır söylemek istediğim çok önemli bir şey var; Ben aslında çok uzun zamandır senden hoşlanıyorum. Benim küçük dünyama renk getirdin. İnan hiçbir kız bugüne kadar beni bu kadar etkileyememişti. Benimle romantik, çılgın, ve bir o kadar da zevkli bir ilişki yaşamaya ne dersin? İkimizin de çok mutlu olacağından eminim." Bunları duyan kız size mutlaka ama mutlaka "Aaa, inanamıyorum çok şaşırdım, yani hiç beklemiyordum" şeklinde karşılık verecektir. İnanmayın! kesin triptir. Başta da söylediğimiz gibi kız zaten sizin ona ne soracağınızı başından beri biliyordu. Neyse, şimdi eğer bu kızın size hemen cevap vereceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Kız size burada kesinlikle "Biraz düşüneyim." diyecektir. "Peki düşün" deyin. Çünkü kızlar asla "hayır" diyecekleri erkeklere bu şekilde davranmazlar. Kızın eve gidince ne düşüneceği ise size kalmış. Yani kız burada "düşüneyim" dedi diye düşünecek sanmayın. Kızın eve gidince sizi düşünmesini sağlamak sizin göreviniz. Peki bunu nasıl yapacaksınız? Onu da açıklıyoruz. Kızlar bu lafı dediğimiz gibi sadece çıkmak istedikleri erkeklere söylerler. Ama kız "düşüneyim" dedikten sonra size gelip "Ben düşündüm de arkadaş olarak kalmamız ikimiz içinde daha iyi olur" diyorsa, bunun sebebi sizin kızı düşünürken yalnız bırakmış olmanızdan başka bir şey olamaz. Öyleyse neymiş? Kız bizimle çıkıp çıkmayacağını düşündüğü sırada yalnız bırakmayacakmışız. Kızın bu süreyi istediği kadar uzatma hakkı vardır. Ama bu süre genellikle 3 gün ile 1 hafta arasında değişir. Şimdi gelelim sizin bu süre içerisinde yapmanız gerekenlere.
Öncelikle kıza mutlak jestlerde bulunun. Bu kızları en çok etkileyen jest ise; 90'lık bir kasete en romantik aşk şarkılarını çekip "Bak bu kaset düşünmene yardımcı olacak. Bunu hazırlamak için 8 saat uğraştım, ama değdi. Yalnız bu kasetin bir özelliği var; gece hava karardıktan sonra, yalnız başınayken dinlemen lazım. Yoksa kasetten hiçbir şey anlamazsın" diyerek kıza vermektir. Gerçekte kız bunları ne şekilde dinlerse dinlesin anlayacak bir beyin kapasitesine sahip değildir. Ama kızın gecenin bir saati karanlık bir odada ve yalnız başına sizin verdiğiniz bir kaseti dinlemesi bile çoğu zaman size "Evet" demesi için yeterli. Evinizde yıllardır bin bir güçlükle biriktirilmiş 1500 albümden oluşan bir slow müzik arşivi yoksa bunu yapmanız pek olası değil tabii ki. Peki kasete hangi şarkıları koyacaksın? Tabii ki bunu da biliyoruz ama onu da kendi zevkinize göre yapın artık. Büyük bir müzik markete gidip listeyi kasede çektirirsiniz. Kızın eve gidince sizi düşünmesini sağlamak için yapılacak bir diğer önemli şey ise kıza daha önceden yazmış olduğunuz aşk mektuplarını vermektir. Şimdi siz aşk mektubu da yazmayıp onu da bizden isterseniz dayak yersiniz. Yazın artık yaa. Neyse bu mektupların içeriğini de söyleyelim bari. Bu mektuplarda kıza nasıl deliler gibi aşık olduğunuzdan, gözlerinin güzelliğinden, ne kadar sempatik olduğundan, geceler boyu nasıl onu düşündüğünüzden falan bahsedin. Mektupların altına tarih ve hangi saatte yazılmış olduğunu yazmayı ihmal etmeyin. Ama mektupları saat kaçta yazarsanız yazın mektubun altına 02:48 gibi ve her mektupta değişen saatler yazın. Bu kızın kafasında "Ulan bu çocuk bana galiba harbiden aşık, baksana gecenin ikisine kadar beni düşünmüş, aslında fena çocuk da değil hee, bi kere çıksam mı acaba? Çıkayım çıkayım!" şeklinde bir düşüncenin oluşmasına neden olur. Siz bizi dinleyin.
Bu iş için uygulanabilecek bir diğer yöntemse sürekli kızın yanında "Düşünen adam" rolü yapmaktır. Ama bunu kızla konuşurken değil de kız sizin yanınızda değilken yapmalısınız. Mesela sınıftasınız diyelim. Bu rolü yapmak için en uygun yerler cam kenarlarıdır. Gidin cam kenarına, ellerinizi cebinize sokun ve uzun uzun uzaklara bakın. En geç 5 dakika sonra kız sizin yanınıza gelip "Neyin var?" diye soracaktır. Sakın burada "Kare as, sende ne var?" demeyin, tiksiniyorlar. "Bir şeyim yok" diyin, bir önceki akşam sabaha kadar sizin mektuplarınızı okuyan ve sizin verdiğiniz kasedi dinleyen bu kız tabii ki sorunun kendisi olduğunu anlayacaktır. Ama bunu kıza siz daha fazla belli etmelisiniz. Çünkü kızların en başta "Biraz düşüneyim " derken ilk amaçları sizi biraz süründürüp ilişkide her zaman söz sahibi olmak istemeleridir. Sizde rol yaparak kıza "Tamam yeter artık çektirdiğin, yeterince sürünüyorum işte" bilinçaltı mesajını vermiş olursunuz. Kız sizin yanınızdayken minumum konuşun.Ve sonra uffflayıp, puflayarak ve inanılmaz derecede sıkkın görünerek "Ne yaptın? Bir karar verebildin mi?" diye sorun. Bunu yaparken sakın rolü bozmayın ve uzaklara bakın. Kız muhtemelen "Cevabım kesinleşmeye başladı ama izin ver de biraz daha düşüneyim" diyecektir. "Bunu duyduktan sonra o kızın sizin çıkma teklifinizi kabul etme ihtimali %1.000.000'dur. Eve gidince bunu kutlarsınız. Ama kıza sadece "Peki biraz daha düşün ama düşündüğün her saniyenin benim için ölümden beter olduğunu aklından çıkartma olur mu?" deyin. Ertesi gün kız yanınıza gelip "Ben düşündüm de, aslında denemekte fayda var" şeklinde bir şeyler zırvalayacaktır. Bunun öz Türkçe'si "Evet kabul ediyorum ama seni her an bırakabilirim" demektir. "İyi, 30 gün dene; beğenirsen register edersin, beğenmezsen de beni hayatından uninstall edersin" tarzı bir espri güzel olmakla birlikte, kızın zeka seviyesi için gayet anlaşılmazdır. O yüzden yapmayın.
Çatlasın tüm düşmanlar; Artık benimde bir sevgilim var. Evet, işte başardınız artık. Sizinde bir sevgiliniz var. Siz kıza dönüp elinizi uzatın ve "Küçük dünyama hoş geldin!" deyin. O da patisini (Pati: Kedi yada köpeklerin ön ayaklarına verilen ad) uzatacaktır. Çünkü küçükken bunları bu şekilde eğitmişlerdir.) Ve "Hoş bulduk" diyecektir. "Pişman olmayacağından emin ol. İkimizde çok mutlu olacağız" diye ekleyin ve artık geyiğe başlayın. Daha önce de anlattığımız şeyleri uygulayarak kızla sürekli konuşun. Yani uydurun. Artık daha feci uydurabilirsiniz. Kız tam bu sıralarda size daha önce "hiç beklemiyordum" dediğini unutarak "En başından beri biliyordum diyecektir" inanmayın. Ve daha önce telefonuna, mailine, posta kutusuna ve Icq'suna mesaj bırakanın siz olup olmadığınızı soracaktır. "Başka kim olabilir ki?" diye cevap verin. Hemen oracıkta bir kağıt kalem bulup kıza mail adresinizi, Icq numaranızı, ev ve cep telefonlarınızı verin. ister istemez sizi arayacaktır. İşte bu etabı da başarıyla geçtiniz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)